17-18 gün boyunca gına gelinceye kadar dönüp dolaşıp günde 2 öğün döner yedim.
Düşünün, çocuk döneri getirip kapıya bırakıyor, ben evimin içinde bile maskemi çıkarmama rağmen, kapının ardından sesleniyordum yan komşuya: ‘Abla, kapın açıksa lütfen kapatır mısın yemeğimi alacağım” diyordum.
Komşu da, “Ailen köyden gelsin senin bu yapıp ettiklerini hepsini, binanın senden nasıl illallah ettiğini bir bir anlatacağım” diyordu.
Hakikaten de o kadın, narsist abim ve kapıcı üvey annemi öyle bir işledilerki, yemin ediyorum artık ben bile kendime küfretmeye başlamıştım ‘ben nasıl bu kadar şeytan olabilmiştim?’ diye! O an üzerimde uygulanan oan psikolojik baskıyı siz düşünün artık!
Ama artık iyileşmiştim!
Sokaklar bana, ben sokaklara hasret kalmıştım!
İlk işim dönerciye gidip 180-190 lira borcumu ödemek oldu.
Sonra bana 18 gün içinde yapılan bu Çin işkencesini halkın en azından duyarlı olan insanları öğrenmelidir’ deyip gazeteci dostum Ali Abbas Yılmaz’ı aradım ve abim bu Çin işkencesini öyle güzel bir haber üslubu ile dile getirdi ki, ben bile bir başka etkilenmiştim!
Ve filmin asıl kahramanı Gönül ablamın tam da işte burada rolü başladı.
Ali Abbas abim beni aradı ve dedi ki “CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül (Özel) hanım senin numaranı istiyor vereyim mi?’ dedi, ben de “Kalbim bütün insanlara öyle kırgındı ki, versen ne olacak Ali abim, ne değişecek ki?” dedim. Yine de ver istersen kadıncağız bir şeyden haberdar değildi ki şimdiye kadar? Onun suçu ne? Verebilirsin dedim”
Hemen aynı gün ismiyle müsemma Gönül Ablam aradı ve telefonda belki de ağlıyordu tam olarak emin değilim, fakat onun bir şey demesine gerek yoktu zaten!
Sesinin tonundaki o parçalanmışlık yaşamış olduğu üzüntüyü anlatıyordu.
Bana şunları söyledi. ‘Süleyman Bey kardeşim! İnanın yaşadıklarınızı okuduğumda dedim ki bu kişiye bu kadar haksızlığı reva görenler nasıl insanlar? Yok, onlar insanlarsa bu adam ne, bunun yaşadıkları ne o zaman?’ dedi.
Sonra devam etti o ismiyle müsemma koca yürekli insan oğlu değil insan kızı insan: ‘Süleyman Bey! zamanında, sıkıntılı günlerinde senden haberdar olmadığım için eğer kabul edersen bundan sonrası için bir 2 haftalık yemeğini ben üzerime almak istiyorum?’.
Ben de “Hayır Gönül Hanım; Sizin bir kusurunuz yok kendinizi sakın suçlamayın” dedi.
Ama ikna olmadı ve dedi ki “İnsan olmamın gereklerini yapamadığım için kendimi suçlu hissedeceğim eğer kabul etmezsen! Lütfen bunu kendin değil benim çin kabul et” Devam Edecek