Hayallerimizi ekmek peynir niyetine yemeye başladığımızdan beri; kim neye nasıl yaklaşacağı, neyinlerinde karışık duracağına sen karar ver
Yolların tümü senden hareket etsin tren, gemi ve uçakların tümünde hareket noktası gövden olsun, lütfen benim yardımcı eleman olarak çalışmama müsaade et
Bir bahçeyi senin renginle güllerle donatırım ve insanların kendilerini besledikleri dünyada tutunma ve yaşayış umutları senden geçsin
Sen ki sana söyleyip yetecek kelimelerin azlığından şikayetçiyken hele aşık oluşuma ne demeli tümden dilim aralıksız tutuldu
Zemherileri geçtik, cemre yaşama düştü, tohumlarda bahar coşkusu ve alevlenirken toprağı şişiren enerjiye bir türkü tutturur bakışlarındaki baştan çıkarıcı şahlanış
İnananların tümü kendi inanışlarını sana çevirdi ki sen olmadan inanışların durağı nere olur belli değil
Tapınakları hangi dağın hangi yamacı veya hangi kırsalın hangi çölü olur ve insanlık helaka sürülür belli değil
Yolların dahi, sen duygularda rüyalarına şiir nağmesi garipliği eklerken; hüsnü cemaline vurulmuş kelimeler ne yapsın sensiz nefes alışlarında
Yolcuların sana olan inanışların göklere sığdıramadığı engin duygulara saklanmış sır niteliğindeki tapınma seni görünce yalınlaşır ve ortalığa sürer kendini
Hiçliğin şahlanışında sen korku vardı rüyasında hiçlik seni görünce ehilleşir ve kendi kendine yola arkadaşı yalnızlığı seçer artık insanlık rahatlama seansında
Belki çağları atlatan yolların sensizliği hiç yaşanmadı her seferinde bir başka gövdede, bir başka kılıkta ve bir başka felsefede kendini var ede gelmiştir
Yolcular tükenince yollar kendine yol arkadaşlığı yapacak kişileri arayıp bulur ve tekrar beraber yolculuğa devam eder
Başıboş sürüklenirken kurak mevsimin yelinde, kuruyan bir ot parçasının kendinden vazgeçişi değildi yel ile sarmaş dolaşlığıydı
Sürüklenmelerin bile anlamlandığı bir ortam senin oralarda oluşunla alakalı ve senin kokunun hissedilmesidir
Kendi kendine sayıklamaların seninle berabermiş gibi ikrarı, tadına aydınlığı katıp tapınakların tümünü boşaltan sahnesindeki etkiye benzer
Tanrı ve tanrıçalar yalnız kalınca onlar yol arkadaşı bulma telaşına kapılıp biz bu tapınakları ne hale getirdik deyip putluklarından sıyrılır
Onlar kendi yollarında ilerler ve varacakları son durakta bizimle karşılaşsa bile ne fayda biz seninle karşılaşmışız ve seninle kendi kendine doğumu sancısız yaşayan çeşmelerde yüreklere can katarız
Kana kana doğa ile sarmaş dolaş olacaksak; kendini ve geleceğini birazcık ta düşlerini bizim tarafa kendi renginde aktar
Belki biz biraz senleşiriz işte o zaman dur durak bilmeyen zamanın akışını dağların tapınaklarına koyup saklayasın gelir ve çark dönmesin dursun
Belki organlarım doğanın hızına dayanamayıp; ayaklardan başlayıp tek tek dökülebilir ve yukarısı sırasını bekleyebilir ama her kaybedişi bir kazanca çevirmesini bildin ya
Doğaya meydan okuyan tanrıça tarzında meydan okuyuşun mevsimleri değiştirir, mevsimlerin tümü bahara endekslenir
Bir hayranlıktır sinemde atıp duran duyguların doruğunu yaşayan sensiz geçecek günlerin her bir saatine asırları ekleyen
Çarkı kendinden döngü insanlık camiası diye bir şey yarattı, içinde efsanelerin ve kahramanlıkların sıradan olaylarmış gibi sırasını bekleyen durakların uğrağında karşılaşırsam inanırım
Bir daha döngüyü geri çevir lütfen ben organları tam isterim seninle koşacağımız yarışta avantajlı ben olmak istemem
Senleşmeye çalışırken biraz daha sana yaklaşmışken bu organ kayıpların yeni bulunan yıldızların tahliline benzer, kaybedip yeniden bulmalar yıldız kaybettik ve bulduk denklemi ilginç olsa gerek, duygusu ne lütfen kulağıma fısılda ve beni oyalasın
Benim gelişmem senin eksisiz gökyüzüne bıraktığın protatif ile yarıştaki yer edindiklerime ve göründükleri düzeylerine bakarım
Senin protatipin tanrıça düzeyinde yarışı kendi başlatıp kendi yenilmezliğinde beni var edişindi
Her günü sen ile başlatırım, hayranlık uyandıran senin bıraktığın izlerde yaşam heyecanı aktararak yaşayışın bir onur duyduğundan hareketle başkaldırışta senin dönüşüne vurgun
Aşkı yaşan insanın yaşadıkları ne var ise o, sen sakin sakin kendini yaşarken bir aşkta yaşanması gerekirken ve yaşanılan ne var ise o vardır
Yeteri kadar seni anlatamadımsa borcuma yaz ve ivedilik olsun ki kendimi senin ölçülerine, senin uyarılarına göre hazırlığım ancak bir asra yetiştiririm
Teferruatını o kadar güzel bir denklemde şiirsel üretmişsin ve kendin o kadar mükemmel yaratmışsın; senin varlığından haberdar olmak bile şaheser bir duygunun evren yüzeyini kaplamasıdır
Yeni duygular ve yeni aşkların bizi beklediğini biliriz ama sen bu kadar rahat yaşadığın sırrı nasıl ve ne şekilde bana aktarırsın
Bu bendeki sen vurgusuydu ve sen vurgusuna bir aşırımı ayırırım bil, acaba sen yaşayışa ne kadarımı yettirebilirim onu da şiirime bırakırım
Ama ilk adım olarak yazımın birkaç satırını, birkaç cümlesini yazsam kızarmışın ve yazdıklarımı beğenir misin?