Geçen Cuma günü İstanbul’da oynanan maçı Göztepe 2-0 kazandı.
Şampiyonluk yolunda büyük bir yara aldı Başakşehir.
Başakşehir Göztepe maçı ne alaka deyip soranların olduğunu duyar gibiyim.
Ancak mesele puan cetvelindeki durumdan çok daha farklı ve “Futbol sadece Futbol değil” kompleksinde bir durumu ortaya çıkarması açısından önemli.
Sosyal medyadan birkaç yorumla anlamaya çalışalım işin asıl yüzünü.
- Karşıyaka’da bir mekândayım, Göztepe tezahüratları yükseliyor. Nasıl bir Başakşehir nefretiyse, anlayın artık...
- Neler oluyor acaba? Davutoğlu bildiri yayınlıyor. Haşim Kılıç hukukun üstünlüğünden söz ediyor. Kanal D'de kendisini odaya kilitleyen birisi gündemde. Ve Göztepe hakemle birlikte B.Şehir'i yeniyor. Arınç olsa; "mevlam verdikçe, veriyor" der miydi?
Bir de tanıdık isimlerin paylaşımları vardı.
- Gürbüz Çapan: İzmir’den, 94 yıllık bir semt takımı olan Göztepe’nin, Akbilspor’u şampiyonluktan etmesi ayrıca anlamlı ve keyifli oldu. İzmir’i seviyoruz, tebrikler Göztepe.
- Berna Laçin: Ben ne dedim size, “yazın kenara eski bir İstanbul takımı şampiyon olacak “ dedim. Her ne kadar Kaşıyakalı olsam da İzmir takımı Göztepe’yi kutlarım. İzmirliler her zaman seyri değiştirir
- Yılmaz Özdil: Alayına isyan, göz göz Göztepe...
- Tuncay Özkan: İmamoğlu mazbatayı aldığından beri Başakşehir maç kazanamıyor. Tebrikler Göztepe.
- Suavi: Tebrikler göztepe.! Yürekten kutlarım. Aldığın galibiyet değil-mazbata'dır adeta.! Gözü olanın gözü çıksın.
- Ahmet Çakar: Aylar önce Başakşehir, Göztepe maçından sonra tur atar demiştim ama galiba havlu attılar...
Ne anlama geliyor tüm bunlar?
Cevat Korkmaz tespiti:
Toplumun sadece bir kesiminin sıra dışı hareketlerine “gaz sıkışması” teşhisi koymak rahatsızlığın bütününü yansıtmıyor. Başakşehir’in Göztepe’ye mağlup olmasının ardından yapılan paylaşımlara bakılırsa, gaz sıkışması daha geniş bir alana yayılmış.
Saray kulübünü parlatan zihniyete malum sebeplerle (!) karşı çıkma özgürlüğünden yoksun kalabalıklar, Göztepe galibiyetini bayram kıvamında kutladılar.
Bir kesim, sıkışan gazını şiddete varan eylemlerle hoyratça akıtıp kutsanırken, öbür kesim daha medeni gösterilerle, örneğin maçlarda “mazbata” sloganı atarak vandallara nezaket dersi veriyordu.
Amigoları da var bu işin; Osmangiller için fetva üstüne fetva veren...
Neyse ki bu gaz olayının farkına vardılar da “milli mütabakat” filan demeye başladılar.
İyi gaz, kötü gaz yoktur.
Allah muhafaza patlarsa bugünleri çok ararız sonra.
Ve nokta…
“Maalesef Türkiye'de kitleler kolektif olarak faşizmi arzuluyor-bu hastalıklı düşünce yapısının temelinde derin ve gergin, travmatik bir hafıza sarmalı var.
21.yüzyıl Türkiye'sinde bireylerin bastırılmış duyguları muazzam bir patlama yaratmak üzere. Neslimin denk geldiği -zamanın şu evresine bak...” demiş Aziz Korkmaz.
(*) Simon Kuper'in 1994 yılında İngiltere'de yayımlanan futbolun politika ve çeşitli kültürlerle ilişkisini araştırdığı kitabının adı.