“Mantıklı insan kendini dünyaya uydurur; mantıksız insan ise ısrarla dünyayı kendisine uydurmaya çalışır. Dolayısıyla ilerleme, mantıksız insanlara bağlıdır” der İrlandalı yazar George Bernard Shaw.
Pandemi, deprem, (bir ara yemeklik sıvı yağdı) soğan fiyatlarına indirgenen ekonomi, seçim, içinde insanın ana aktör olmadığı vesair sorunlar.
Bir aydan az bir zaman kala seçim vaatlerinin merkezine kısmen alınan seçmen/seçilme kaygılı zorunlu ‘insan’ figürü…
Vatandaş maaşı, gençlere cep telefonunda vergi indirimi, enflasyonda tek haneli rakamlar ve karşılıklı suçlamalar ve beka sorununa vesair olgulara sırt dayayan insan umursamazlığı.
Gerçekten siyasetin neresinde insan var diye merak ediyorum.
Kaygı seçilme olunca; bölgede toptancı yaklaşımla ağalara, aşiretlere, dini otoriterlere bağlanan umut siyasi partiler için hala makul bir gerekçe.
Bir ailenin lideri, diğer bir ailenin kızı, oğlu derken dini otoriterlerle ilişkiler hala seçmene ulamada geçerli bir çözüm yolu.
Peki, merkeze bireyin alındığı insan seçimin neresinde?
Başa dönelim o vecize: Mantıklı insan kendini dünyaya uydurur; mantıksız insan ise ısrarla dünyayı kendisine uydurmaya çalışır. Dolayısıyla ilerleme, mantıksız insanlara bağlıdır…
Tamamen olmasa da doğru.
Değiştirme şansınızın olmadığı yerde kendini dünyaya (sisteme) uydurmak en mantıklısı.
Diğerinde “ısrarla dünyayı kendisine uydurmaya çabası” nafile.
Merkeze insanın alındığı bir siyasi parti var mı?
Bence yok.
Ana kaygı iktidar olma ya da iktidarda kalabilme telaşı.
İnsanı anlatmada ya da ulaşmada en iyi argüman dini söylemler.
‘Mukadderat’, ‘tevekkül’ ve ‘fıtrat’ın araya serpiştirildiği cümlelerle başlıyor insana dair vaatler.
İnsan, birey olarak ıskartaya alınmış durumda.
Soğanda indirim artık bir müjde, enflasyonda tek hane, depremzedeye yapılanlar bile üstten bir anlayışın ve hatta tahakkümün yansıması.
Ve “biz olmazsak devlet maaş ödeyemez” diyen anlayışın devletin bekasını kendilerine endeksleyen anlayış ve alkış, kıyamet arasındaki aymazlıkla tehlikenin farkına varamayan insan ruhiyatı.
Yazı başından sonuna varıncaya dek karışık oldu biliyorum; topyekûn kaygılar sarmalındaki ruh halime sayın.
Velhasıl bir ayda az bir süre kala seçimlerde yine insanın adı yok.
Seçmen var, o da insan değil bir meta figürüyle!