Acının yoğunlukta olduğu bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Sanırım son yıllarda geride bıraktığımız her yıl için daha iyi geçmesini güçlü bir şekilde dilediğimiz yılları geride bırakıyoruz.
Ülke olarak son 6-7 yıl onanmaz yaralarla geçti.
Her şeye rağmen ümitvar olmamız gerekiyor diye düşünmekten başka çaremizde yok.
Yaşadığımız olayların açtığı yaraları henüz sarmaya çalışırken bir pandemi felaketiyle sarsıldık ve bu yaklaşık iki yıl sürdü. Bu yıl her ne kadar pandemiyi atlattığımız söylense de hastalıkların yoğunlukta olduğu ve beraberinde derin ekonomik sarsıntıların olduğu bir yılı yaşadık.
Fiyatların sürekli olarak arttığı, bir aldığınızı bir sonrakinde aynı fiyata bulamadığınız bir temel ihtiyaç borsasında sürekli yükselen fiyatlara çare olsun diye asgari ücret ve emekli, memur aylıklarında rekor artışlar sağlanması buna çare oldu mu?
Elbette tam olarak değil ama “akmasa da damladı” demekten başka çaremiz yok.
Toplumsal derin yaraların oluştuğu bu dönemde elbette beklentiler iyi yönde olmalı ancak bir çok kişi “görünen köyün kılavuz istemediği” görüşünde.
Sarsılan hem genel hem bireysel ekonomik yapılar yüzünden birçok olumsuzluk yaşadık ve kritik bir seçimin yapılacağı bu yıl da görünen o ki yaşamaya devam edeceğiz.
Peki, ne yapmalıyız?
Yeterince saf olduğumu düşünüyorum; söyleyeceklerimle saflığıma siz de kaanaat getirirsiniz sanırım.
Önce muhalefetiyle, iktidarıyla birliktelik geliştirilmeli. Şu bu kadar oy aldı, diğeri bu kadar aldıyla değil; ülke için en iyi olana teklif kimden gelirse gelsin kulak verilmeli.
Ülkenin iç kaynaklarına dönülmeli, toprak reformu yapılmalı, köye dönüşler teşvik edilmeli, tarıma, hayvancılığa daha fazla önem verilmeli. Tüm kaynaklar, başta sağlığa, eğitime ve sırasıyla gerekli olan alanlara aktarılmalı.
Gereksiz harcama kalemleri, lüks araçlar elden çıkarılmalı, vekil, bürokrat ve sair yüksek maaşlar revize edilmeli. Geçekten iş yapmaya meyilli girişimcilik desteklenmeli.
Tüm ihaleler gerçek bedeller üzerinden yapılmalı, devlet kaynaklarını olumsuz harcayanlara yüksek cezalar verilmeli.
AVM’ler kapatılmalı, dikey yapılaşma sona ermeli, ekolojiye önem verilmeli.
Velhasıl herşey ama herşey insan odaklı, ekoloji odaklı hale getirilmeli. Tüm komşularla ilişkiler normalleştirilmeli.
Sanırım yeterince saf olduğuma kanaat getirdiniz.
Bu kadarı yeterli!
Tüm bu saflıkla hepinize mutlu ve huzurlu yıllar diliyorum.