Fettullah Çelik yazdı: Kent batarken farketmemek

Diyarbakır’da asayiş alanında en çok yapılan operasyonlar uyuşturucu, fuhuş, bahis ve hırsızlıkla ilgili olaylar. Diğer kavgadır, kazadır gibi...

Diyarbakır’da asayiş alanında en çok yapılan operasyonlar uyuşturucu, fuhuş, bahis ve hırsızlıkla ilgili olaylar.

Diğer kavgadır, kazadır gibi rutin olaylar önü fazlaca alınacak türden değil…

Geçmişte yoğunlukta olan kap-kaç benzeri suç neredeyse yok. Ama yerini dolduran bir çok suç çeşitliliği artıyor.

Özellikle uyuşturucu, fuhuş ve bahis toplumdaki yozlaşmanın, bozulmanın işaretleri.

Artık uyuşturucu kullanma yaşı her yıl bir kademe geriye giderken, fuhuş da ha keza aynı minvalde korkutucu bir hal almış durumda.

Bunların tabi ki sosyo-ekonomik alanla ilgileri var.

Değişen yaşam alışkanlıkları, teknolojinin yarattığı kolaylıklar iyiye olduğu kadar kötüye de ulaşımları kolaylaştırıyor.

Şu soruyu kendime hep sorarım: Kentte yıl içinde en çok haberi olan uyuşturucu operasyonlarına rağmen neden uyuşturucunun kökü kurutulmaz?

Burada aklıma gelen ilk şey sivrisinek, bataklık metaforu.

Kent sürekli gelişirken –ki bence bu da çok iyi anlam içermiyor- neden aynı oranda sosyal yapı bozuluyor.

Bunun kırsalın boşaltılması, büyükşehirlerin habire büyütülmesiyle ilgisi mutlaka var.

İnsan doğasına aykırı bir yaşam modeli mi büyükşehirler? Diye hep düşünürüm.

Maruz kaldığımız onca şey var ki; hızlı yaşam, tüketim alışkanlıkları, gelişen teknolojiyle oluşan olumsuz anlamda kültürel ve sosyal yozlaşma…

Hangi biriyle baş edeceğimizi gerçekten bilmiyoruz.

Uyuşturucu ve fuhuş görünür en kötü işaretler.

Belki de bir dönem kap-kaç üzerinden gelişen kolay para kazanmanın yerine geçmiş araçlar.

Ve en kötüsü toplum gün geçtikçe bunlara alışıyor.

Kentte yaşamın dayattığı ekonomik zor koşullardan kafamızı kaldırıp etrafımıza bakmamamızdan cesaret alan hoyratlıkla gün geçtikçe artıyor.

Kriminalize bir topluma dönüşmenin ve en kötüsü görürken; tepeden tırnağa farkına var(a)manın toplumsal körlüğünü yaşıyoruz.

Maalesef kentin en üst makamından, kanaat önderlerine kadar herkes o gönüllü körlüğün gönüllü yolcusu gibi hareket ediyor.

Velhasıl şehir gelişip büyürken, toplumsal olarak dibe doğru çekildiğimizden kimse kendine bir pay çıkarmıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri