Bu gün hiç olmadığı kadar esnek olmak istiyorum ve yarına bu heyecan ve hareketliliğimi aktarmak istiyorum.
Bu gün hiç çalmadığım kapıları yeniden çalacakmışım gibi heyecanla o kapılara yaklaşıp elimi çalma mandalına uzatacağım.
Bu gün ısmarlama olmayan kelimelerden kitapların fasiküllerini dolduran hikâyelerin startına izin verip kendim aktif bir element olacağım.
Bu gün çatışmalardan uzak bir yaşamın güvencesi olan çocuklara parklar, gençlere yaşam alanları oluşturup, meskenlik için kendi sinemi armağan edeceğim.
Bu gün güneşin doğduğu topraklara ve asimanın herkese yettiği yerde sevgimi herkse bölüştüreceğim.
Bu gün geç kalmış baharı yüreğimdeki güllerle süsleyip yaşama yeni bir renk armağan edeceğim.
Bu gün çabasını, üretim emeğini unuttuğumuz kültürümüzün zayıfı koruyup kollama alanını yeniden yaşama geçireceğim.
İşte böyle bir günün arifesinde duyguların şaha kalktığı bir anın şafağında seni beklemenin ne kadar zor, ne kadar engebeli ve ne kadar sıkıntılı bir evre olduğunu; bir yaşayan bilir, bir de yaşamaya kendini adayıp şafağa mendil sallayan.
En küçük bir yanlışlıktan çatışma çıkaranlar, acaba kendileri aynı darlık ve sıkıntıya düşerler ise; nasıl bir şefkat duygusunu umut ederler.
Tam çatışma başlangıcında hangi güçlü duyguların devreye girmesini ve iyi bir sulh ile güvence olabilecek hangi anlaşmanın yürürlüğe girmesini isterler.
Yaşamı başa sarıp her şeyin yeniden; saklanmış sarmalından çözülüp çatışma prensibinin hiç olmadığı kültürün icrasına mı adanır?
Haksız ve çatışmalı ortamdan beslenenler! Annelerin hangi duygusunu bilir ve hangi duygunun neyle beslendiğini bilirler.
Annesini kaybeden çocuğun asimanı ne ve hangi renktir, hangi kaynaktan beslenir ve sine olarak hangi sineyi kullanır.
Belki yeni devirler başlar ve bu tarz eziyet duyguların tümü sonlanır, umut duyguların dorukları yeni yaşam stilleri ortaya çıkarır da; insanlık yeni atılımların doğal halini Nirvana da yaşar.
Doğa yeni bir bitki örtüsü ile örtünür, kendini örtüğü örtüden senide faydalandırır.
Bir an düşünüp dünyada hiç çatışmalar yok, hiç kavga yok, her kes birbirine karşılıksız yardım ediyor ve para işlemiyor ve ya kim neyin açlığını yaşıyor ise onun karşılandığını hayal edelim.
Psikolojisi nasıldır, ilişki ağı hangi simetrik yapıya göre oluşur, dünyanın doğala akışı veya doğaya, yere yerleşimi nasıl? Yeni liderlerin prototipi nasıl olduğunu ve ya nasıl olması gerektiği isteği devreye girdiği ve ya gerçekleştiğini hayal edelim.
Acaba sonuç bu günlerde yaşadığımız hangi nahoş olayı yaşardık, acaba zenginliğin dizaynı bu biçimiyle mi olurdu? (Devam Edecek)