Olay Türkiye'de bir Üniversitede yaşanmıştır.
Bir üniversitenin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, girişimcilik üzerine seminerler verir. Dönemsel bir periyotta gerçekleşen seminerlerin birinde misafir firma olarak, dünya otomotiv devi, Japon firması Toyota katılmış.
Öğrenciler akustik bir ambiyansın yer aldığı konferans salonunu hıncahınç doldurmuş, seminerin başlamasını bekliyorlarmış. Ülkemizde, seminerlerin, toplantıların, mitinglerin rötar yapması kronik hale gelmiş.
Neyse ki! Kısa bir süre sonra seminer başlamış.
Firmaların katılım sağladığı seminerlere birçoğunuz tanık olmuşsunuzdur. Firma yetkilisi bir beyefendi yahut hanımefendi çıkıp anlatmaya başlar. Şirket vizyonu, misyonu havada uçuşur, başarılar anlatılmakla bitmez.
Söz konusu seminer de de durum aynı vaziyette devam etmiş. Türkiye Distribütörü bir beyefendi anlattıkça anlatmış, övdükçe övmüş.
Bu sırada Konferans salonunun ön koltuklarının birinde Japon bir beyefendinin oturması öğrencilerin gözlerinden kaçmamış. Kendi kendilerine, "Herhalde Toyota fabrikasında çalışan bir işçidir, bize hava atmak için getirmişlerdir” deyip aldırmamışlar.
Yaklaşık iki saat süren seminerin akabinde; yani son yarım saatinde, konuşmacı; “size Toyota'nın tepe yöneticisini tanıtmak istiyorum” deyip, Japon beyefendiyi gösterir.
Seminere katılım sergileyen tüm öğrenciler hayretler içerisinde kalıp o tevazuya aşık olmuş. Çünkü beyefendi seminer süresince bir kez olsun alçakgönüllü duruşunu bozmamış, diğer katılımcılar gibi son demine kadar dinlemiş ve kendi bünyesinde çalışan distribütörün egosuna karşın tevazu bir kişilik taşımıştı. Başarı ve tevazu doğru orantılıdır. Girişimci insan mütevazi bir kişiliğe sahiptir, tıpkı bahsettiğim Toyota tepe yöneticilerinden bu beyefendi gibi.
Tevazuluk Japonya’da Toyota yöneticisiyle sınırlı değil tabi. Her alanda karşımıza çıkıyor. Şirketlerde herhangi Bir sorun ile karşılaşıldığında, panoya: "şirketimizde böyle bir sorun bulunmaktadır, çözüm önerileriniz nelerdir?" diye yazı astırılır. Şirketin çaycısı, teknisyeni, temizlikçisi demeden, herkes çözüm önerilerini dile getirir ve uygun bulunan ödüllendirilir. İşte başarı böyle bir iş ahlakından beslenir. Sen ne anlarsın git çay yap! Demekle değil.