“Çocukların gözlerine mutluluk damlatıp, kum saatini yan yatırasım var.”
Bu haftaki Köşe yazımı gazeteye göndermem gereken zamanın son demleriydi. Henüz ne yazacağıma karar vermiş değildim.irkilikler içerisinde gidip geliyordum. Halk olarak zaten zor günler geçiriyoruz. Diğer yazarların "Patates, Aşı, 128 milyar dolar nerede." gibi kısır döngü konularıyla, çıkmaz sokak gündemlerle uğraşmak istemedim.
Dışarıya çıkıp oksijen depolamaya karar verdim. Şöyle birkaç sokak ilerlerken bir çocuğun ağladığı gözlerimden kaçmadı. İri yarı, 45 yaşlarında, bıyığı tütünden sararmış bir eşkiya, henüz bıyığı terlememiş 9 bilemedin 10 yaşlarında bir erkek çocuğun ensesini tokatlaya tokatlaya götürmeye çalışıyor. Çevredekilerin tepkisi sonucu çocuğu bırakan adamın, sonrasında çocuğun babası olduğunu öğrendim.
En az üç çocuk kampanyasını başarılı bir şekilde icraata dökmüş, yalnız babalık icraatindeki başarısızlığını tüm mahalleye göstermiş bir eşkiya görüntüsü.
Akıllara durgunluk veren bu sokak serserisi de, toplum içerisinde göğsünü kabara kabara gezerek ben babayım diyor.
Değilsin kardeşim,
Değiller kardeşim,
Baba olmak ile babalık yapmak apayrı şeyler.
Çocuğunu zapturapt altına almak, disiplinize etmek için dayağın bir yöntem olduğunu düşünen bu mahlukatların toplum içerisindeki envanteri gözardı edilmeyecek kadar çok.
Kendine saygı duyulmasını sağlamak amacıyla, çocuğa kötü davranan bu kişiler, aksine çocuğun hafızasından silemeyeceği bir duygusal sarsıntı bırakıyor çocuğun belleğinde.
Bu duygusal sarsıntı çocuğun ilerleyen yaşamında da hep bir gölge misali peşinden sürükleniyor.
Korku, kaygı, güven eksikliği, intihara meyilli bir yaşam bu sarsıntılardan bazıları...
Tüm yaşamı boyunca bu sarsıntıları bir yük olarak kişiliğinde taşımakla kalmayıp, ebeveynin de gördüğü bu şiddeti kendi çocuklarına da yansıtacak bir döngü içerisinde olacak çocuk.
Ebeveynlerdeki bu şiddet mantalitesinin önüne geçmek lazım.
Çocukları bu olumsuz sarsıntılardan kurtarmak, geleceklerini mutlu, huzurlu, ütopik bir yaşamla inşa edip, onlara umut vaat eden bir yaşam sunmak şiddetle değil sevgiyle mümkündür. Anne sütünden sonra en zaruri, çocuğun beslenmesinde en önemli unsur Sevgidir.
Dünyayı sevgi kurtaracak, bir çocuğu sevmekle başlayacak herşey.
Çocukların gözlerine korku değil mutluluk damlatın.
Foto: Arşiv