Emin Turhallı yazdı: Sarım Havzası ve Badem ağacı

Herkesin cennet tasavvuru farklıdır… Kendi tasavvurumla bizim oralar yani Sarım Havzası için cennet bir parça desem yanlış olmaz. Dağlarda eriyen karların,...

Herkesin cennet tasavvuru farklıdır…

Kendi tasavvurumla bizim oralar yani Sarım Havzası için cennet bir parça desem yanlış olmaz.

Dağlarda eriyen karların, süzülüp ovalara aktığı ve suyun kendi yatağını yarattığı dereler ve derelerle hayat bulan envayi çeşit nebat.

Dağlardan aşağılara süzülüp akan ve Havza’ya ismini veren soğuk Sarım Çayı’ndan hayvan, bitki, insan, börtü böcek herkes nimetlenir.

Size bu ovadaki güzelliklerden sadece birinden söz etmek istiyorum.

Bahar geldiğinde Xerxel’de ilk çiçek açan badem ağacı o olur.

Xer xel (Zazaca da taşlık alan) yani taşlık yer, mezarlık tepesi dediğimiz yere giderdik.

Çoğunun yaşamın olmadığını sandığı o taşlık alana girdiğimizde yanıldığımızı anlardık.

Badem/Behîf ağacı taşlık alandaki hayatın işaretiydi.

Badem ağacına uzaktan bakardık. Eğer ağaç çiçek açmışsa keyfimize keyif katardı.

Çünkü o badem ağacı hiç kimsenin sayılmazdı. Onu diken ona bakım yapan yoktu. Doğada tek başına yetişmiş, taşlık alanda olduğu için onu hem korumuş hem de taşlık kısımda toprağı gevşek olduğu için badem ağacının gelişmesinde etkili olmuştur.

Yakınında bir başka meyve ağacı olmaması; badem ağaçları, biz çocukların gözde ve sevimli ağacı olmuştu.

Ağaç dallarına çıkar doyarcasına çakala bademlerimizi yer ceplerimizi bademle doldurur eve gelirdik; topladıklarımızı da büyüklerimize bademleri ıkram eder onları da sevindirirdik.

Doğanın bize bahşettiği bu ağaç doğanın sayesinde biz çocukların büyüklerimize ikramda bulunmamız bizler için şüphesiz çok büyük bir mutluluktu. Daha büyük mutluluk yoktu bizim için.

Meyve sadece çiftçinin bahçesinde yetişen bakkalda pazarda markette satılan bulunan ürünler değil. Kimselere ve parasına muhtaç olmadan daha çok çeşit meyve rahatlıkla minnetsiz doğadan yiyebilir ve sevdiklerimize edebiliriz.

Unutmayalım parasız, emeksiz, minnetsiz yaşamak mükemmel işleyen bir doğa ile mümkün.

Doğa aslında onunla barışık ve koordineli çalıştığımız sürece bize her şeyini sunar.

Bulutun, ağacın, yağmurun, karın döngüsündeki kerameti anladığımızda bize kalan sadece o döngüye uyum sağlamaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri