Denizin içinde gözyaşlarımı ayıklıyorum çorak topraklara tohum diye
Denizden yükselen bir dalga ve içindeki nice canlılara dönüşüyorum
Seherine an ve zaman içeriklerinin yetmediği beklentim dağlara çekildi
Dorulara sinen koku Nirvana misali İştar’ın acizliğine gülüyorum
Akacağım yerin sen yataklarından ilerlerken yıldız yağmuruna tutuluyorum
Yerleştirildiğim yatakların tümü senden oluşunca hangi vadi ve hangi deniz oluşunu kestiremiyorum
Benim şiire borçlandığım, benim şiirden beklentim iki katına çıkıyor
Daha fazla acizliğe düşmeden beni kurtarması ve kendini yenenlerin sofrasında yer edindirmesi
Emeğini gördüğümde ben kendime elek oluşturuyorum
Aydınlığın eleği dağların arınık suyundan daha berrak ve saf
Sanki bir daha tembihliyorsun ki kendini bil de daha ne kadar sır olabilir ki
Amacım sır kalmakta çare bulmak değil senin uyarana ahlaki cevap olmaktı
Fark edilen sen ceylan ve ben acemi avcı isem yollarında kaybolduğum yüreğinde
Kendine çekmek, finale damga vurmak için bütün küçük oyunları kazanmama müsaade ediyorsun
Görmek istediğin bütün davranışları kendi tarzınla yetiştirdiğin
İlginç daha ilgin hikâyelerin ufkuna umut diye ekmene diyeceğim ne olabilir ki yüreğim koşmaya devam.