Davutoğlu’nun birçok anlam yüklenen Diyarbakır ziyareti geçtiğimiz Pazartesi (27 Mayıs 2019) gerçekleşti.
Neydi Davutoğlu’nun ziyaretine yüklenen anlam(lar)?
Kurulduğu günden beri Ak Parti içinden ilk defa kopmalarla yeni bir parti oluşması ihtimali siyasi arenada da karşılık bulduğu bir ortamda Davutoğlu’nun Diyarbakır’da bunun ete kemiğe büründürecek açıklamalar yapması beklentisi vardı.
Bunu özellikle Kürt sorunuyla ilgili çözüm sürecine dönüş üzerinden yapması bekleniyordu.
Ancak Abdullah Öcalan ile gerçekleştirilen görüşme ve sonrası ölüm, açlık grevlerinin sonlandırıldığı bir süreç oluşum açısından dezavantaj olarak haneye yazıldı.
Nerdeyse Davutoğlu’nun elindeki en önemli argüman boşa çıkarılırken; henüz Diyarbakır’a ulaşmadan Bülent Arınç’ın Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine getirilmesi, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun VakıfBank Yönetim Kurulu Başkanı olması, eski Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’un ise bankanın Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atanması da oluşuma karşı hamleler olarak değerlendirildi.
Aynı saatlerde Federasyon Başkan adayı Nihat Özdemir’in Ergani’de gerçekleştirdiği iftar programına Vali, vali yardımcıları, kaymakamlar, spor taban birlikleri, kulüp temsilcileri, bürokratlar, daire müdürleri ve hatta DTSO Başkanı Mehmet Kaya’nın katılım göstermesi de Davutoğlu’nun programına denk düşmesi açısından garip bir tesadüf olarak yorumlandı.
(…)
Bu şartlar altında gerçekleşen ziyaretle ilgili notlara bakalım.
Sur’da bir otelde gerçekleştirilen ve yaklaşık 400 kişinin katıldığı iftar programına çevre illerden sadece Bingöl, Batman ve Elazığ katıldı.
Toplantıya Ak Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, TBMM İnsan Hakları Komisyonu eski Başkanı ve Sakarya eski Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Ak Parti Diyarbakır eski milletvekilleri Abdurrahman Kurt ve Cuma İçten, eski İl Başkanı Aydın Altaç, DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu ve MÜSiAD’dan bir heyet, katıldı.
İftar programına gelenlerden çok gel(e)meyenleri aradı gözler.
Gücün odağındaki isim olan karizmatik lider Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında en azından ön saflarda gözükmek istemeyenlerle Davutoğlu’nun iftar programı sonrasında görüştüğü duyumları aldık. Teyide muhtaç ve ne kadar doğru bilemiyorum.
Peki, son seçilmiş Başbakan Ahmet Davutoğlu neler söyledi?
İşte akılda kalanlar.
Davutoğlu, yeni parti üzerinde tek kelime etmezken,Ak Parti’yi dekendi üslubuna denk düşen sert tonda eleştirmekten geri durmadı.
Diyarbakır’ın Fetih yıldönümü, Srebreniska, Bosna, Azerbeycan, Halepçe katliamıyla süslenen konuşmasında; kardeşlik, daha az güvenlikçi politikalar, özgürlükler, kamu düzeni ve aidiyet üzerinden ele alınan Kürt sorunu Ak Parti’nin 2015 öncesi söylemlerini hatırlatırken, ekonomik krize de vurgu yaptı.
“Erbil'de, Süleymaniye'de, Kerkük'teki kardeşlerimiz aç bir şekilde yatağa giderlerse, o gece tok uyumak bize haramdır, haram olacak”sözleri; Federe Kürdistan’a özgürlük referandumu öncesi ve sonrasındaki hükümet kanadınca verilen tepkileri hatırlatarak etrafındaki kuşatmayı yarmaya çabaladı.
Suriye politikası üzerinden eleştirilere de değinen Davutoğlu, “17 yıl içinde dış politikada elde edilen bütün kazanımları kendi hanelerine yazıp, Suriye'de karşı karşıya kaldığımız zorlukları bize havale etmeye çalışanlar siyasi olarak çok ciddi bir ahlaki zaaf içindeler. 17 yıl boyunca Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Üsküp, Saraybosna, Delhi, Semerkant'ın tarihdaşlığını öne çıkaran dış politikamız Suriye'ye aynı yaklaşımda yaklaşmıştır”demesi dikkate değerdi.
Davutoğlu, salondan çıkarken beklentileri karşılayan bir memnuniyet ifadesi, coşku çoğunluğun yüzlerinde yoktu.
Bu iftar sonrası rehavet, ya da dağın fare doğurması olarak yorumlanabilir; ancak
siyasetin kaygan zemini, güçlü karizmatik bir lider etrafında odaklanan karmaşık ilişkilerin güç devşirme hesaplarıyla anlatılabilecek bir siyasi tablonun yansıması vardı salonda…