Korona virüs gün geçtikçe yayılması yanında ölümlü vaka sayıları da artış gösteriyor.
Denetimlerin eskiye nazaran sıklaştırılmış olması bile bu artışın önüne geçmiyor.
Denetimlere bizzat Valiler, kaymakamlar, belediye başkanları da katılıyor olsa bile…
Korona virüs salgınının tüm dünyada tesirini artırarak hissettirdiği bir dönemden geçiyoruz.
Diyarbakır bu anlamda artışın olduğu ilk beş il arasında ve artışın önüne bir türlü geçilemiyor.
Diyarbakır Valisi Karaloğlu, 15 Eylül’den bugüne kadar 106 vatandaşın izolasyon kuralına uymadığı tespit edilerek yurda yerleştirildiğini, bir kısmının gerekli süreyi tamamlayarak yurttan çıkış yaptırıldığını ve halen 70 vatandaşın bu yurtlarda misafir edildiğini açıkladı.
Bu rakam kayda geçenler, daha fazlası ise kayıt dışında mevcut.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada maske ve mekan denetimlerinde uygulanan cezaların bazı kamu kurumlarında yapacak işlemler öncesi ödenmiş olmasının mecbur hale getirileceğini, Kafe ve restoranların denetiminin sıklaştırılacağını ve İl bazında 65 yaş üstü vatandaşların ulaşım saatlerinde sınırlama yapılabileceğini açıkladı.
Peki, çözüm ne?
Öncelikli bir tespitte Dünya genelinde iletişim hiç olmadığı kadar gelişmiş durumda olmasına karşın, bu tarz tehditlere kaynağında müdahale edilmesini sağlayacak bir küresel sağlık sisteminin olmaması haklı bir tespit.
Salgın döneminde, çözümü kısıtlamalarda bulan da vardı, kontrollerin sıklaştırılması ve cezaların artırılmasını isteyen de.
Aslında üç ana kurala uyulması önemli bir konu.
Maske sosyal mesafe ve hijyen.
Bunlara ek olarak insanların daha az etkileşim olacak alanlara imkanlar ölçüsünde çekilmesi şartı akla yatkın.
Ne yazık ki bu konuda vatandaşların yeterince hassas olmadığı eleştirisi var.
Haklı bir eleştiri ancak çalışma şartları ve geleneksel davranışlar ve alışkanlıklar bunun önündeki en büyük engel.
Esnafın ekonomik sorunlarından kaynaklı haklı endişeleri giderilmeli.
Ancak bu küçük mekanlarda daha fazla insan bulundurma anlamına gelmemeli.
Okulların uzaktan eğitime devam etmesi, Pazar yerleri, toplu taşıma araçlarındaki denetimlerin sıklaştırılması ve hatta insanların bu kontrol mekanizmalarında aktif olması önemli.
Sözün özü, devlet hem ekonomik kaygıları ortadan kaldıracak gerekliliği oluştururken vatandaşlar da bu kontrol ve korunma mekanizmasını aktif olarak işletebilmeli.