Hızlı ve soluklanmadan yaşıyoruz, bu insan doğasına ters.
Bunun nedeni tüketime dayalı modern (!) insanın yaşam anlayışının temelinde yer edinmiş bir sistem dayatmasının ürünü.
Bu aynı zamanda ‘modern’ diye nitelenen insanının tükenişi.
Bu anlayış insanları olduğundan daha hızlı olmaya; işlerini daha çabuk yapmaya, daha hızlı düşünmeye, kararlarını çok hızlı vermeye, daha çabuk eylemlerde bulunmaya koşullandırmakta ve hatta zorlamaktadır.
Sürekli bir şeylere yetişme telaşı içinde olan, hızlı konuşan, hızlı yemek yiyen, hızlı yürüyen, zorunlu durumlar dışında birilerini dinleyecek zamanları olmayan, sabırsız, hızlı tüketen vs. Her şeyi hızlı yapmaya çalışan insanlar haline gelmektedirler.
Bu zorlama da insanları gerekenden daha fazla bir stres ve baskı altında tuttuğu ve kendi doğallığından uzaklaştırıyor.
Buna çözüm bulmak mümkün mü?
Bunun için dünya ekonomi sisteminin değişmesi gerek sanırım ya da bizim bu sistemden kendimizi soyutlamamızla olabilir herhalde.
Geçenlerde çalışma sistemini değiştirmeyi öngören ve haftada 4 işgününü bunun etkilerini gözler önüne seren bir haber okudum.
Haftada dört işgünü en başta daha çok boş zaman anlamına geliyor. Ailenize, arkadaşlarınıza, özel zevklerinize ayırabileceğiniz fazladan bir gün ve aynı maaş.
Rüya gibi…
Daha az çalışma saati, daha az trafik, daha az elektrik ve azalan emisyon ve enerji tüketimi…
“Bireylerin sürdürülebilir şekilde davranmasını kolaylaştıran sistematik koşullar nasıl yaratabilirsiniz?” sorusuna cevap arayan haberde “çalışma saatlerinin azaltılması ile işe gidiş-gelişlerde kaynaklanan emisyonların azaltılabileceği, diğer yandan da daha sürdürülebilir olduğunu bildiğimiz ama günlük hayatta başaramadığımız davranış biçimleri için daha fazla zaman anlamını çıkarıyor.
Aynı zamanda birçok araştırmanın azalan iş saatlerinin çalışma verimliliğini azalttığı sonucu hatırlatılarak öneri destekleniyor.
Microsoft, bunu Japonya’da test etmiş ve üretkenliğin yüzde 40 arttığına şahit olmuş.
Başka bir sonuç daha…
Daha az çalışma daha az stres, kan basıncında azalma ve daha az hastalık anlamına geliyor ve bu da devletin sağlık harcamalarında azalma demek.
Ve daha az çalışıp, daha fazla konsantre olup, üretken olmak anlamına gelen bir öneri ve Türkiye’de uygulanması ne kadar mümkün sorusu akıllarımıza takılıken, birçoğunuz gülümseyerek okuduğunu görür gibiyim…