CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığındaki CHP “Ekonomi Masası” heyeti geçen hafta Cumartesi günü Bingöl’ün ardından Diyarbakır’a geldi.
Geçen yıl Silvan’daki intiharlara ilişkin gelen heyet sonrası bu yıl Mart ayında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve beraberindeki milletvekilleri, kente gelerek ziyaretler kapsamında oturma eylemi yapan aileleri ziyaret etmiş ve planlı bir tepki ile karşılaşmıştı.
CHP, hassas bir hesaplamayla bölgede daha görünür olma amacında; bu olumlu bir gelişme.
Son iki heyet içinde Diyarbakır menşeli Sezgin Tanrıkulu davardı. Zaman zaman kimi davaları izlemek için hem kendi adına hem de partisi adına kente geliş gidişleri var.
Tanrıkulu, bölgeyi çok iyibilen, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'nin kuruculuğuna öncülük etmiş, Diyarbakır Baro Başkanlığı yapmış ve iptal edilen haziran seçimlerini saymazsak üç dönem milletvekilliği görevinde olan deneyimli bir siyasetçi.
Tanrıkulu’na devam etmeden; CHP İl Başkanlığındaki değişime de bir parantez açmakta fayda var sanırım.
Gönül Özer, geçen yıl iki adayın yarıştığı listede kentin CHP adına ilk kadın başkanı olmayı başardı.
Ardından teşkilat içi çekişmelerden kaynaklı başlatılan yıpratma/karalama çabalarından seviyeyi düşürmeden alnının akıyla çıktı.
Kadın kalarak yaptı bunları üstelik.
CHP, Gönül Özer’in il başkanlığında kentte uzun bir aradan sonraana muhalefeti etkili bir biçimdehissettirmeye başladı desek yanlış olmaz sanırım.
Kentin geride kalan sorunlarını mevcut şartlar içinde ön plana çıkarmayı başaran Özer, bu anlamda partisi adına artı bir değer.
…
Gelelim Tanrıkulu’na…
Başta da dediğimiz gibi bölge adına kent adına önemli ve deneyim sahibi bir aktör.
Karşılığı olan ancak bu karşılığı kente yansıtamayan bir potansiyel.
İstanbul’dan aday gösterilmesindeki sebepleri anlayabiliyoruz.
Ancak, Tanrıkulu deneyimlerle ağırlık kazanan potansiyel ağırlığını maalesef ne kentte ne de bölgede hissettiremiyor.
Özellikle kenttekarşı mesafeli yaklaşımı eleştiriliyor.
Kent ile arasına buzdan bir mesafe bırakmış adeta.
Diyarbakır’da yaşanan birçok sorunu mecliste gündemleştirecek kapasiteye sahipken, bunları sadece ilgileniyormuş gibi yaptığı soru önergeleriyle geçiştiriyor adeta.
Arka planda neler var, neler oluyor çok bilmiyoruz ama bu pasifize durum hem CHP’ye hem Tanrıkulu’na zarar veriyor.