Çarşı-Pazar kısmen düzeldi derken, İstanbul seçiminin ardından neredeyse her iki günde bir zam haberi gelmeye başladı.
Çay, şeker, motorin, benzin, elektrik, alkol ve sigara zamlananlar arasında...
Seçimin ardından önce motorine 22 kuruş, sonra kuru çaya yüzde 15 daha sonra da şekere yüzde 16 ve son olarak da elektriğe yüzde 15 zam yapıldı.
Geçen hafta ise önce benzine 27 kuruş zam sonra da 11 kuruş indirim yapıldı.
Sevinelim mi üzülelim mi anlamadık. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi. Sonuçta vatandaşa yansıyan 16 kuruşluk bir zam oldu.
Daha sonra ise alkol ve sigaraya zam yapıldı.
Artık neredeyse zamsız gün olmayacak gibi.
Elimizi uzattığımız her şey zam kokuyor.
…
Ekonomideki kötü gidişata karşı tedbir amaçlı bu girişimler yetmiyor, bir de yeni torba yasası geldi meclise.
Torba yasaya göre, yurt dışına çıkış harcı 15 liradan 50 liraya çıkarılacak, klonlanmış IMEI ile kullanılan telefonlar 250 lira karşılığında sisteme entegre edilecek.
Piyasada kaç tane böyle telefon var acaba sorusu düşüyor akıllara…
Daha önce 2 yıl olan yurt dışından getirilen telefonların pasaportlara işleme süresi 2 yıldan 3 yıla çıkarılmıştı Haziran ayı itibarıyla.
Bir de hat sahibine ait telefonda kullanım sınırlaması.
Bunlar kime yarıyor, kime yaramıyor anlatmaya gerek yok, manzara ortada.
…
Ayrıca Merkez Bankası’ndan (MB) geçen hafta sonu sürpriz bir operasyon gerçekleştirildi. Gerekçe “faizin indirilmemesi”…
MB ile ilgili kanununda da değişikliğe gidilerek, Yedek Akçe olarak ayrılan oranların Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getirilmesi gündemde.
Faizde indirime gidilirse gerekçe yerine oturacak.
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan’a göre, faiz indirilirse, finansal varlıklar değer kazanacak, yurt dışından sermaye girişleri, döviz girişleri canlanacak. Bu canlılık da, inşaat ve imar rantına dayalı spekülatif ve yüksek gelir getiren bir rant mekanizması oluşması için gerekli.
Dar mealde piyasanın canlandırılması hedefleniyor.
…
Faiz indirimi kadar “yedek akçe” kullanımı da kritik bir mesele.
Sıklıkla "ülkenin kefen parası" olarak adlandırılan, işletme faaliyetlerinden kaynaklı sıra dışı zorlukların ortaya çıkması durumunda kullanılmak üzere Merkez Bankası’nın kasasında sakladığı para.
Konuyu kendine ait internet sitesinde kaleme alan Ekonomist Mahfi Eğilmez, "Hazine, bu yıl bütçenin seçimler nedeniyle düştüğü durumu toparlayabilmek için önce TCMB’nin kâr dağıtımı için genel kurulun yapılacağı Nisan aynı beklemeden kâr payını Ocak ayında avans olarak alabileceği bir düzenlemeyi yasalaştırdı. Ne var ki bu düzenleme ikinci seçimin yarattığı kamu harcamalarının ortaya çıkardığı ek bozulmaları durdurmaya yetmedi. Bu kez gündeme Merkez Bankası’nın birikmiş yedek akçeleri geldi ve bu yeni düzenleme hazırlandı" ifadelerini kullandı.
Cebimize giren çıkanın çetelesini tutarken, Ernest Hemingway’ın “Çanlar Kimin İçin Çalıyor?” romanı geldi aklıma nedense. Konusu savaş nede olsa.