Kuşlar,
Takmışlar kanatlarını bulutlara,
Uçuyorlar sonsuzluğa doğru.
Sonra,
Dönüp duruyorlar, gözlerimin menzilinde.
Habersizler her şeyden.
Senden, benden,
içimdeki acıdan
Uçuyorlar umarsızca.
...
Ben kuş olsaydım eğer,
Aşardım yolları, dağları
Gelir konardım omuzunun bir köşesine
Dönüp dururdum gülüşünün etrafında
Ayrılmazdım yüreğinin yöresinden
...
Gel gör ki, kanatlarım yok benim.
Uçamadığım gibi yürüyemiyorum da sana doğru.
Tüm yollarım kapalı, taş duvar!
Yüreğin, buzullar ülkesi yüreğime
Bilirim,
Beni görünce solar gülüşünün çiçek yanı
Kelimeler susup kalır.
Sessizlik, kurşun olup geçer içimden,
Gelemem...
Gelirsem kan revan olur, dökülürüm akan sulara
Gelirsem düşerim en diplere, kalkamam sonra
Ancak kuşlardan birini gönderebilirim belki yanına.
Sen farketmeden,
Fısıldar özlemimi kulaklarına.
Yüreğinde ince bir sızı oluşur belki.
Nedenini bilmezsin.
Bir durup düşünürsün.
Sonra devam edersin yoluna.
Ama yüreğin bilir,
O hisseder, tanır beni.
Unutulmamış olmak iyi gelir, ısınır yüreğin.
Yüzünde, güneş açtıran bir gülümseme belirir.
Bir an olsun aklına düşerim belki.
Sana doğru gelen kuşlar olursa, bil ki bendendir.
Sevgimden gökyüzüne süzülmüştür.
Kulak ver, gözle onları.