"...Bir yalandansa gerçeği yaşamak her zaman daha iyidir." - Cassandra Clare
Sistemin şartlara göre insanlara sundukları ya da insanların kendilerine göre şartlar yaratıp içinde yaşamayı tercih ettiği zorunlu hayatlarla dolu çevremiz.
Bu ilk bakışta olağan bir durum gibi gözükebilir. Sürü psikoloji gibi bir şey; toplumun yaptığı her şeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek ve ona göre bir kişiliğe bürünmeye çalışmak.
Böylesine berbat bir süreçte “ben” diye kabullendiğimizin, aslında içimizdeki “ben”le ilgisi olmayana dönüşüyor olduğunu anlamadan geçiyor hayat.
Zamanla kanıksıyoruz, içselleştiriyoruz bu kötü yaşamı.
Mesleğimizi sevmeden yapıyoruz, evlenmek için evleniyoruz, askere gidiyoruz mesela ve benzer birçok şeyi mahalle baskısıyla yapıyoruz.
Gelelim asıl konumuza hafta sonu gireceğimiz YKS sınavlarına.
Yüzbinlerce genç, sınavlarda iyi bir derece için dershanelere gidiyor.
Ben dahil çevremdeki bir çok genç, sevdiği mesleği yapabilmekten ziyade; tercihlerini daha çok ataması olan, KPSS’de fazla puanın gerekmediği yerler olarak belirliyor.
Kahır ekseriyet, sevdiği ya da istediği meslekten ziyade ekonomik ve gelecek kaygısını giderecek alanları ilk tercihlerine alacak.
Tabi sınavdan o bölümlere denk gelecek puanlarla bu mümkün.
Bunun için de ister lisede eğitime devam eden biri olun, ister mezun olmuş yerleşememiş biri olun fark etmiyor; 12-20 bin lira arasında değişen fiyatlarla dershanelere kayıt yapmakla başlıyor zorlu süreç.
Birçok aileye ekonomik yük getiren zorlu bir sürecin piyasasında kendinizi yarış atı hissettirmek zorunda bırakan bir süreç.
Başa alıp devam edelim.
6-7’li yaşlarda startı verilen ve 12 yıl süren ilk-orta-lise eğitim süresince ilki orta öğretimde olan LGS ile başlayan sınav ve hazırlıkları silsilesinin ikinci ayağı YKS.
Ortalama başarılarda 4 yıllık bir öğrenim ki bu bazı branşlarda 10-12 yılı buluyor ve umut tacirliğinin sınavlı-mülakatlı son raddesine kadar süren en az 165 yıllık sürecin aktörü olup çıkıyorsunuz.
Peki, başka çıkar yolu yok mu bunun?
Var ama o da zorlu bir süreç gerektiriyor.
Çünkü şehirli olarak yaşamak istediğinizde sizden istenen ücretli köle olmak.
Özel sektörün (büyük şirketler) elit kölelerini geçiyorum; asgari ücretli olarak marketlerde kasiyerlik, reyon çalışanı olmak bile bu şartlarda gözde olmuşken, çıkar yolu bulmak biraz da sizin hayata bakışınızla ilgili.
Sınav öncesi içinizi kararttım biliyorum ama görünen bu.
Haydi, iyi sınavlar…