Bayram Öcal yazdı: Deli, Belki de Veli Selim

Diyarbakır, “Deli” diye tabir edilen aslında her birinin ayrı ayrı hikayeleri olan ve efsaneye kadar uzanan insanlarıyla da meşhurdur. Rahmetli Deli...

Diyarbakır, “Deli” diye tabir edilen aslında her birinin ayrı ayrı hikayeleri olan ve efsaneye kadar uzanan insanlarıyla da meşhurdur.

Rahmetli Deli Selim de onlardan biriydi.

Bir çok kişiden aşkından dolayı toplumdan dışlandığı için kendini sokaklara, caddelere vurduğunu ve hüzünlü bir hikayesi olduğunu duydum.

En çok anlatılanlardan birini sizinle paylaşmak istedim.

Babasının adı H.Mehed'ê Teyo idi. B

İçinde aşk olan sevgi olan bir hikaye Selim’inki.

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinin Uzgider (Dirêjık) köyündendir Selim. Köylerine çok yakın komşu Caferik köyünde T. adındaki bir kızı sever.

Kızın anne ve babası kızı kendisine vereceği sözünü verirler, daha sonra vazgeçip vermezler. Mardin'in Derik İlçesine bağlı Bûxûr köyüne gelin verirler.

Deli Selim gençken varlıklı bir ailenin çocuğudur. Bir süre geçince içinde kaynayan sevda volkanına daha fazla direnemez.

Sevdiği kızı görmek için o köye gider. Bu sevdadan haberi olan T'nin eşi ve akrabaları tarafından hastanelik edilinceye kadar dövülür.

Bu olaydan sonra Selim köyüne döner, bu kez de kendi akrabaları tarafından dışlanır. Günlerce evden çıkmaz inzivaya çekilir.

Gerçek bir aşk hikayesidir Deli Selim’in kırgınlıklarla dolu yaşadıkları.

O’nu Diyarbakır sokaklarının, caddelerinin aşina bir yüzü yapan hikayesi de bundan sonra devamı var

Perişan bir halde Diyarbakır caddelerini mekan tutar Selim.

Aile ve akrabaları her seferinde alıp köye götürürler, bir yolunu bulup her seferinde ayrılır.

Pir Hattap’a, Sultan Şeyhmus’a, Süyfülmülük’e  ve Şeyh Güzel götürseler de fayda etmez.

Kırılmıştır, küsmüştür hayata…

Bu kırgınlık bir gururu da barındırır aynı zamanda.

Esnaf yemek verse yer, kimseye minnet etmez, para istemez hiçbir zaman.

“Diyarbakır Kırıx'ının deli versiyonudur” derler Selim için.

Deli dense de o aslında kavuşamadığı Leylasının Mecnun’u belki de başka bir deyişle Hakkarili Şeyh Ahmed-i Xani’nin Memû Zin’inin modernize edilmiş halidir.

“Selim, sevdasının arkasında kale gibi durdu, hiçbir güzele sevdalanmadı. Dikkat eden varsa güzel bir kız gördüğünde bakışlarını çevirdi, Belki de ''Şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek, ‘diyen Yılmaz Erdoğan gibi düşünüyordu.” der birileri.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri