Temel tüketim maddelerinden eğitime, sağlığa kadar keyfe keder şeylere kadar her şey geçen yılın o kadar uzağında fiyatlarla satılıyor.
Her alanda her gün bir önceki günü aratıyor.
İşin ilginç yanı bunu her şey olacağına varır diyerek yaşıyoruz.
Çoğunluk adına başlı başına bir felaket ve önü alınamayan bir felç haliyle yaşıyoruz.
Ama geçecek, bugünler de geçecek; ama delerek, ama eserek.
Türkiye, yer üstü ve yer altı kaynaklarıyla bugünleri aşacak potansiyele sahip bir ülke. Bunların dışında bir inanç birlikteliği ve sahiplenme alt yapısı olan bir ülkeyiz.
İnanıyorum ki tüm bu avantajlarla bugünleri aşacak ve hep beraber refaha yeniden ulaşacağız.
Bugünlerin en çilekeşleri şüphesiz gelir düzeyi düşük olanlar. Asgari ücret ve emekli maaşlarına son yapılan zamlarla bu kesimin kısmen rahatlaması amaçlandı ve devamı da piyasaların normalleşmesi ile gelecek.
Zor bir coğrafyadayız; Her yanımız ateş çemberi!
Bir yandan Rusya’nın Ukrayna işgali beri yandan Suriye’de 11 yıldır süren savaşın ülkemize etkileri ve dünya genelinde pandeminin ekonomide açtığı büyük yaraları atlatacak güçteyiz.
Büyük üstadın Aşık Daimi’nin dediği gibi;
Gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama...