Her yıl çöllerden rüzgarlarla yaklaşık 2 milyar ton toz gökyüzüne taşınıyor ve bunun yaklaşık dörtte biri denizlerin üzerine bırakılıyor.
Bu da okyanus yaşamının temelini oluşturan mikroskobik organizmaların ihtiyaç duyduğu besinleri oluşturuyor.
Bu kısa ve ilginç bilgi okyanuslardaki beslenme döngüsünün başlangıç hikayesi.
…
Yunuslar benzer Zaralıklar ve zamanlarda uzaklardaki çöller sayesinde büyüyüp gelişen canlıları bulmak için engin açık denizlerde keşfe çıkarlar.
Amaçları uskumrulara ulaşmaktır.
Uskumrular ise denizdeki mikroorganizmalarla beslenen kriller (Boyları 1–2 cm olan; sürü halinde (500 milyon tona ulaşan mikroorganiz canlılar) ile beslenirler.
Burada krillerle ilgili kısa bir bilgi verelim. Bentheuphausiidae familyası hariç Euphausiidae familyasından kril türleri yakamoz oluşumuna yol açan ışıldama özelliğine (biyolüminesans) sahiptir. Bu sayede gece karanlığında yüzeye yakın planktonla beslenirler. Güneş doğmaya başlayınca, kademeli olarak ışığın ulaşamadığı derinliklere çekilerek avcılarından korunurlar. Her gün tekrarlanan bu hareket dikey yapılan göç olarak kabul edilir. Kabukluların genel özelliği olarak kriller de kabuk değiştirirler. (Vikipedia)
Evet, toparlayalım; rüzgârlarla çöllerden taşınan tozlardaki zengin besinler krillerin ana besin kaynağıdır. Kriller, birçok balina türünün ana besin maddesidir. Ayrıca, penguen ve albatros gibi deniz kuşları da krillerle beslenir.
Yunuslar, krillerle beslenen uskumruların arasına dipten dalışlar yaparak ziyafet çekerken. Albatros, karabatak, yelkovan gibi deniz kuşları da yunusları takip ederek dipten yukarıya panik halinde kaçışan uskumrulardan paylarına düşeni almak için suyun içine keskin dalışlar yaparlar.
Hem karadaki hem denizdeki canlıların müthiş ve heyecanlı besin döngüsü.
Gezegendeki yaşamın istikrarı, işte bu farklı habitatlar arasındaki döngüye dayanıyor.
Bu döngülerin rüzgar gibi en büyük taşıyıcılarından biri de yağışlar.
Deniz yüzeyinden buharlaşan suyun yoğunlaşarak büyük bulutların oluşması, bulutların tatlı suları yağış olarak yeryüzüne bırakması gibi.
Ancak yaşam veren bu yağışlar karaya eşit olarak dağılmasa bile bambaşka koşulların ve dengelerin oluşmasına yol açarak döngüyü tamamlar.