Aziz Gülmüş yazdı: Önce dua, sonra koli

Üç ateist arkadaşım hatırı sayılır çeşitlilikte hazırladıkları Ramazan kolisinin dağıtım işini bana havale ettiler. Kolileri dağıtırken bir imamla...

Üç ateist arkadaşım hatırı sayılır çeşitlilikte hazırladıkları Ramazan kolisinin dağıtım işini bana havale ettiler. Kolileri dağıtırken bir imamla karşılaştım. İmam, "Bunları kim aldı?" diye sorunca "Ateist Arkadaşlar" dedim. "Allah razı olsun" dedi.

Ardından sordum, "Hocam kolileri verdiğim aileler bana dua ediyor, bu ateistler ne olacak? " diye sordum. "Onlar önce Allah'a inansınlar" dedi. Ben de, "Walla onu bunu bilmem, gelen duaların 10'da dokuzunu onlara göndereceğim, kul hakkına giremem, hem bak sen de dua ettin" dedim.

Pis pis bakarak, "Sen Allahın tanzim görevlisi misin? " dedi. Ben de gülerek, "Hoca bu dünyada malı bölüşmezsiniz, öteki dünyada da Hurileri kimseye kaptırmak istemiyorsun" dediğimde. Bana da, "Pis Komünist!" diyerek tam gidiyordu ki, "Hoca bir koli arttı onu ne yapayım?” dediğimde gülümseyerek, "Bana ver, bir garibana veririm" dedi.

Ben, "Önce dua, sonra koli, olmasın katakulli" dedim, gülmekten az daha bayılacaktı.

Bu Ramazan'da bir imamı güldürmek kadar büyük bir sevap işleyen varsa beri gelsin.

*

Kendi anlatımıyla; Karsın bir köyünde hatırı sayılır bir mala ve nüfuza sahip büyük bir ailenin ele avuca sığmaz, yaramaz mı yaramaz bir çocuğu. Önünden geçtiği her şeye zarar veren, köylünün bağını bahçesini tarumar eden, hiç bir şey bulamazsa bir komşunun camını kıran tam bir anarşist..

Kendisine "Komünist" diyen ve sık sık babasına şikayet eden amcasının kapısına, "Kahrolsun Faşist Hacı Hüsso" diye yazan bir devrim neferi..

Sonunda bütün ailenin tepkisini çeken ve köyde iyice göze batan Nihat, babasının sattığı iki yüz koyun parasını çalarak İstanbul'a gelir. Bu parayla devrim yapmayı kafasına koyar. Geceleri duvar yazıları, afiş bildiri dağıtma eylemlerine başlar. Bir türlü beklediği devrim gerçekleşmediği gibi parasız pulsuz kalınca inşaatlarda çalışmaya başlar. Dayak yer, dayak atar, karakol, hapis her  şeyi yaşar.

"Ulan o kadar param boşuna gitti, devrimi de yapamadık" diyerek hala hayıflanıp durur. Kendisine, "Nasıl bir devrim yapacaktın? " diye soranlara, "Marksist Leninist bir sosyalist devrim" diye yanıt verir.

Bugün kahvede yine o günleri anlatırken, bugünkü sıkıntılardan da söz açıldı. İktidara verip veriştiriyordu. O sırada bizi dinleyen oldukça yoksul, açlıktan nefesi kokan biri İktidarı savunmaya başladı. Nihat oldukça öfkelendi. "Oğlum siz iktidara gelesiniz diye iki yüz koyun parası harcadım, üstelik hala hırsız damgası ile yaşıyorum. O harcadığım para haram olsun pislikler! " diyerek kalkıp gitti. Kapıdan çıkarken de, "İnşallah bütün fakirler gebersin! Devrim yüzü görmeyesiniz..! " diye bedduasını da esirgemedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri