Aziz Gülmüş yazdı: Ne, ayı mı dedin? - II

Bingöl, Solhan, Muş, Hasköy, Norşin derken Tatvan'a ulaşmış ve otobüsten apar topar inerek yolun karşısına geçip bir taksi çevirerek doğruca Van gölü...

Bingöl, Solhan, Muş, Hasköy, Norşin derken Tatvan'a ulaşmış ve otobüsten apar topar inerek yolun karşısına geçip bir taksi çevirerek doğruca Van gölü kıyısındaki Devlet Hastanesi’ne gitmiştim. İkinci kattaki ortopedi servisine girmiş ve oğlumla hasretle kucaklaşmıştık.

Orada oğlumun dışında yatan dört hasta vardı. Çevre köylerdendiler. Hepsi de çok iyi insanlardı. Günlerce oğluma yardımlarını esirgememişler ve onu çok sevmişlerdi. Hoş geldin ve benim de geçmiş olsun temennilerimin ardından yan tarafta yatan bütün vücudu yara içinde olan bir hasta dikkatimi çekiyor.

- Geçmiş olsun kardeş, ne oldu? diye sordum.

Orada yatan hastalar gülmeye başladılar. Şaşırdım. Neden güldüler diye düşünürken, yatağına kalkıp oturan orta yaşlı bir köylü başladı anlatmaya:

- Abê bu arkadaş dağda ağabeyi ile birlikte odun keserlerken Ayının saldırısına uğramış, Ayı ile göğüs gögüse yarım saatten fazla kavga etmişler. Ardından Ayı'ya gücünün yetmediğini anlayınca ağabeyini imdada çağırmış. Ağabeyi de ayının kafasına iki balta darbesi vurmuş, ardından ayı tabana kuvvet kaçmış ve bizim bu arkadaş da gazi madalyasına layık görülerek hastaneye kaldırılmış.

Etraftakilerin yoğun kahkahası Ayı ile kavga eden adamı da güldürüyor. Sonra olayı anlatan adam devam ediyor:

“Olaydan sonra ayı yediği darbelerden ormanlık alanda kaçarken düşüp bayılmış ve gören köylüler onu hastaneye kaldırmışlar. Şimdi ayı Diyarbakır Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisinde yatıyor.”

Anlatılanların ardından odada bulunanlar kahkahayı patlattılar. Biz gözlerimizden yaşlar akarcasına gülerken içeriye adamın ziyaretçisi olan bir kaç mugallit köylü geldi. Hal hatır sorulduktan sonra bunlar da başladılar adama takılmaya:

“Ya biliyor musunuz?  Ayı bundan şikayetçi olmuş, savcılığa dilekçe vermiş. Buradan taburcu olduktan sonra mahkemeye de çıkacak bizim bu arkadaş” dediğinde aynı kahkahalar hastane koridorlarında yankılanmaya başlamıştı.

Kendi kendime şöyle düşündüm. "Bu kadar acıdan bile mizah üretebilen bu güzel insanların gülebilmeleri için acı, yaşamlarının olmazsa olmazı mı yoksa?" Dünyanın hangi halkı adeta kaderi haline gelmiş zulüm, yoksulluk ve çaresizlik diz boyu iken yine de gülebiliyor?

Soruyorum size,  Var mı yeryüzünde acıları ile çiftleşen ve acılardan komedi çıkarabilen böyle bir halk? (SON)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri