../Deprem mağduru mahallemize taşınmış bir aileye arkadaşlarla beraber marketten aldığımız ihtiyaç malzemeleri ile gittik. Kapıda bizi evin hanımı, eşi ve küçük çocukları güler bir yüzle karşıladılar.
Çok ısrar edilince oturup çay içtik. Sohbet esnasında çocuklardan birinin mızmızlandığını görünce:
--Yenge çocuk bir şey mi istiyor? diye sorduk. "Yok abi, bu hep böyle mızmızlanır" dedi. Ama ben pür dikkat çocuğu izliyorum. Çocuk, "Şeker" diyor. Arada bir de, "Para" diyor. Hemen getirdiğimiz malzemeler içindeki şekerleri çıkarıp verdim. Çocuk, "Şeker-Para" diyor, başka birşey demiyor. Arkadaşlardan biri şekerle beraber para da verince çocuk, hem parayı ve hem de şekerleri yere fırlattı ağlayarak..
Evin kadını gülümseyerek, "Abi ben onun derdini biliyorum, boşverin birazdan susar" diyince ben çocuğu yanıma çağırdım. "Ne istiyorsun, söyle alayım" dedim. Çocuk, "Şeker- Para" dedi tekrar..
Daha büyük olan kız çocuğu bana bakıp gülerek, "Amca o tatlı istiyor" diyince birden çocuğun Şekerpare tatlısı istediğini anlamıştım.
Hemen anında arkadaşım olan Pastane sahibi Serdar'ı arayıp bir tepsi Şekerpare istedim. Serdar, "Abi inan az önce bitti" dedi. "Anlamam, hemen bir tepsi bul ve konum attığım yere gönder" dedim. Sağolsun Serdar dostum hemen göndereceğini söyledi.
Arkadaşlar, haydi kalkalım diyince, "Olmaz" dedim. Tatlı gelecek ve ben bu çocuğu tatlı yerken izleyeceğim diyince, oturmaya devam ettik. Bir müddet sonra bir tepsi Şekerpare geldi. Ama çocuk onu kaptığı gibi kimseye vermemek için odalardan birine girdi.
Biraz sonra kapıyı açıp yanına gittim. "Ben de yiyebilir miyim? " dedim. Çocuk bağırmaya başladı:
"Anneeeee!! hırsız amca tatlımı alıyooorrr!! " diye bağırınca herkes kahkaha atmaya başladı.
Dışarıya çıktığımızda arkadaşlar hala gülüyordu, "Hırsız Amca" diye takılmaya başladılar.
Öteki gün onları tekrar ziyarete gittim. Kapıyı bizim Şekerpareci çocuk açtı. Annesi içeriden bağırdı:
--Kim geldi oğlum? dediğinde, çocuk, "Anne hırsız amca geldi" diye cevap verince, babası, annesi ve ben kapıda gülmekten bir türlü konuşamadık.
…
.../ Bazen aynen böyle düşünüyorum. Bilmem sizin de benim gibi düşündüğünüz oluyor mu?
İnsan denilen yaratık misyonunu tamamladı Yeryüzü başka bir yaratık istiyor.
İnsan sınıfta kaldı. Başaramadı. Kendisi olamadı.
Zaten felsefik olarak kıyamet bir süreçti ve bu süreç tamamlanmak üzere.
Yani dünya kendisine layık olmayan türlere kırmızı kartı gösteriyor. Yığınla sarı kart gösterilmesine rağmen insan denilen tür adam olamadı.. Mecburen dünya yeni bir türle devam edecek.
Güle güle çakma yaratıklar..