Her Engelliler günü veya haftasında ısrarla paylaştığım yazımı, "Engellilerin yürek dilini" öğrenmek adına ısrarla tekrarlıyorum.
Ve bir Engelli olarak gerçekleşmeyen düşlerim.
Bir engelli olarak size hayallerimden söz etmek istiyorum. Neden mi? Çünkü herkes engelliler için hamasi nutuklar atar, fakat hiç kimse onların yüreklerini örseleyen hayallerini bilemez, onlar sadece rüyalarında engel tanımazlar. Bu yüzden uyanmamak üzere uyumak istedim hep.
Mesela daha çocukken arkadaşlarımla kovalamaca oynayamadım, daha adım atamadan yakalanıp ebeleniyordum... futbola deli gibi aşıktım özellikle santfor oynamak istiyordum, mahallede takım oluştururken ben hep pas geçiliyordum. Adam eksik olursa belki zar zor kaleye geçiriliyordum.
Çocukken asabiydim, şöyle ağız tadıyla birini dövemedim, hep içime oturdu.. bu yüzden dayak yememek için haklı da olsam susardım..
Folklora bayılıyordum; ortaya çıkarak bütün vücudumu müziğin ritmi ile titretmek isterdim, ama bazen tek başıma kaldığım, kimsenin olmadığı ortamlarda müziği sonuna kadar açıp bütün kurtlarımı dökerdim.
Okulda tiyatro seçmeleri olurdu ve ben daima pas geçilirdim. Oysa çok iyi oynayacağımdan emindim..
Beden Eğitimi derslerinde kenara oturup arkadaşlarımı seyrederdim. Gerçi müthiş taklalarım vardı lakin burada işe yaramaz diye saklamayı tercih ederdim..
Devrimcilik yıllarımda geceleri duvar yazılarına çıkmayı isterdim; polise yakalanacağım için başka arkadaşlar götürülürdü, ben ise sadece teorik eğitim çalışmalarına katılırdım.. Oysa hayallerimde çok iyi bir millitan olduğuma inanırdım..
Hiç sevgilim olmadı; beğendiklerime de reddedilirim diye korkudan hiç yaklaşamadım. Çünkü kızlar seven yüreği değil, yanlarında herkese hava atacakları bir aksesuar arıyorlardı.
İnsanlar beni hep eksik ve işe yaramaz gördüler. Bu yüzden bütün hayatım kendimi başkalarına kanıtlama ile geçti.
Rahmetli babam bile bazen hava atarken , "Ez Bavê Cengizım !" (Bana Cengizin babası derler!) diye küçük kardeşimi söylemlerinin merkezine alır ve böbürlenirdi. Oysa "Ez bavê Eziz'ım!" (Bana Aziz'in babası derler!) demesi beni ne mutlu ederdi bilemezsiniz.
Yaşamımda sadece işkenceciler oldukça "Demokrat" davrandılar bana, hiç bir ayrım gözetmeden herkese uyguladıkları işkenceyi bana da uygulayıp hep "Adil" davrandılar. Beni başkalarından ayırmadıkları için onlara hep "Hayran" kaldım.
Şu hamasi nutukları bir tarafa bırakın, önce onların yürek dilini öğrenmeye bakın, o zaman hep içlerine saklayıp kimseye göstermedikleri hayallerine ulaşırsınız.