Lokalde her zamanki köşesinde oturmuş önünde bir tomar dergi ve gazete var. Nuh peygamber zamanından kalma müzelik eski gözlüğü ile bir şeyler okuyor. Selam verip yanına oturdum. Bir süre konuşmadan bekledim ta ki okuduğu makaleyi bitirince gözlüğünün üzerinden bakarak selam niyetine sadece başını salladı.
-Xalo ne okuyorsun? dedim. Gülümseyerek:
-Ezen ve ezilen uluslar üzerine bir yazı. dedi.
-Ne diyor?
-Hepsi atmasyon !
-Neden?
-Bak oxlım, burada "Ezilen Ulus" diyor. Tabir yanlış! Şimdi Kürdlerde Ağalar, beyler, İşbirlikçi kesim eziliyor mu? Yok. Hatta bu sistemin değişmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar.. De gel şimdi bunları da ezilen zavallı Kürtlerin kategorisine koy, olur mu? olmaaaazzz!
-Bak bu taraftan hiç bakmamıştım Xalo !
-Ezen Ulus'a gelince; Türkler içinde işçi, emekçi, yoksul köylü, sınıf ve tabakalarını da "Ezen" olarak göster. Yahu Allah'a reva mı? Asgari ücretle anası dini ağlamış perişan işçi ezen kesimin içinde, Bucaklar, Ensariler de gariban Ezilenler içinde gösterilecek. Yok abêsi walla kabul etmem..!
-Xalo Lenin de ezen, ezilen diyor ama..
-Ahmak! Bize ne Lenin’den? Yani Lenin dedi diye doğru mu olacak? Ben de Xalê İsmet'im böyle diyorum.
-Peki Xalo kızma ama bunun için de sosyolojik bir çalışma yapılması gerekmiyor mu?
-Oxlım Kürdlerin yaşadıklarını hangi sosyoloji açıklayabilir? Her Kürd tek başına bir sosyolojik eserdir. Bırakın başkalarını okumayı, yalnız kendinizi tanımak için küçük bir çaba göstermeniz halinde dünyanın bütün kitaplarını okumuş olursunuz. Kewaşe artık bırakın bu yabancı hayranlığını. Ben bunları dedim diye şimdi herkes saldıracak..
Êêê ne demişler, "Gihayê hewşê tahle" (Avluda yetişen ot acı olurmuş) bu söylediklerimi eğer Lenin söyleseydi herkes ayet olarak kabul ederdi. Ezilenin, garibanın sözü de para etmiyor. Xwedê nehêle !
…
Markette tanıdığım bir kadına rastladım. Kasada "Parayı evde unutmuşum" deyip gitti. Sütü alıp evine gittim. "Abi zahmet etmişsin" dedi.
Evinde parayı unutmuş güya…
Unutulan kendisi, unutulan aç bir bebek, unutulan insanlıktı. Velhasıl hayat, çaresiz insanlar için rezil bir hal almışken, aynı hayatı keyifle yaşayan rezil insanların umursamazlığı…