Sakın düşme!
Düşersen eğer, merhaba vermeyi bile çok gören olur, başka mecralara yönelir tüm selamlar..
Sakın düşme!
Gözbebeği iken, gözlerin sakındığı çöp olursun bir anda.. içine akıttığın göz yaşların başkasının gülen gözlerine dönüşür, düşme!..
Düşme!
Düşersen eğer, bir bir dökülür tüm yaprakların, zemheriye yenilir kurumuş dalların, hazan ne ki? Savrulursun fırtınaların zulmünde, bir bir kırılırsın.
Bir evsiz serçe bile konmaz dallarına.
Düşme!
Düşersen eğer, gelen bakar, giden bakar umursamadan.. başını kaldırıp bakamazsın hiç bir yüze.. "Acıyanın taaa anasını, avradını" dersin içinden.. kimbilir belki de haketmişti diyecekler; biri kader, diğeri ilahi adalet, sense "Ben böyle şansın.." dersin.
Düşme!
Düşersen eğer, önce annen gelir aklına, hüzün göğsüne vurur, dilin lal, gözlerin dolu dolu.. oysa aklında fırtınalar koparken, sen sıcak bir anne elini özlersin alnına dayanan..
Düşme!
Binbir hengameyle büyüttüğün çocuklarının sırtını görürsün, yüzleri hatırlanmayan.. kendini yabancı bir ülkede sanırsın kimliksiz, yahut ıssız bir adada uzaktan gelecek bir gemiyi özlersin kimi zaman..
Düşme sakın!
Düşme, düşme. İyisi mi; uyu bence, uyanmamak üzere yahut da uzun bir yolculuğa çık vedasız.
***
Bir duyuru yapayım buradan; Yeni yılda kitaplarıma bir kardeş daha, geliyor, şimdi soranlar olur muhakkak, "Kız mı, erkek mi? " diye.
Fark etmez yeter ki eli ayağı düzgün olsun. Kırkı çıksın resmini daha sonra paylaşırım.