... /Kapı önünde bir erkek ile bir kadın yüksek sesle tartışıyorlar. Mahallenin bütün meraklıları toplanmış seyrediyor. Ben de merak edip toplanan kalabalığa doğru yürüdüm. Yani Allah var ben de oldukça meraklıyım. Toplanan kalabalıktan çıt çıkmıyor. Hatta kimisi televizyon izler gibi keyifle çekirdek bile çıtlıyor. Ohhh keyifler yerinde.
Tartışmaya kulak kesilince mevzuyu anlamakta gecikmedim. Klasik evsahibi-kiracı tartışması. Bildik aşina bir durum. Ev sahibi ağzından salyalar fışkırtarak kadına bağırıyor:
--Evimi hemen boşalt! Yoksa polis çağırırım!
Kadıncağız neredeyse ağlayacak:
--Kimi çağırırsan çağır! Evi bana kiralarken polis mi çağırdın? Çıkmıyorum işte vicdansız adam!
Ev sahibi deliye dönmüştü:
--Seninle muhatap olmam, kocanı çağır gelsin! Diye bağırdığında, kadının gözyaşları yanağından aşağıya doğru süzüldü.
--Yahu beyefendi benim dul olduğumu bilmiyor musun? Üç çocukla nereye giderim ben? Diye bağırdı. Kalabalık hala çekirdek çıtlamaya devam ediyor. Allah için kadını savunan yok. Ev sahibi, toplanan kalabalığa haklılığını ispat etmek için bağırıp çağırıyor:
--Altı aydır kirayı artırdığım halde sen hala eski kirayı veriyorsun hanımefendi! Benim gibi vicdanlı ev sahibi neredeee? Kadın kocasından kalan emekli maaşının üç binbeşyüztl olduğunu, ev sahibinin kirayı üç bine çıkarmak istediğini etrafa bakarak anlatıyor. Kalabalıktan ses yok, çekirdek çıtlamaya keyifle devam ediyor. Araya girmek zorunda kaldım. Ev sahibinin koluna girerek kalabalıktan uzak bir yerde konuşmaya başladım. Empati yapmasını, bu kadını kendi kızının yerine koymasını, daha birçok trajik örnekler vererek, biraz da, "Bak senin için herkes çok iyi vicdanlı bir insan diyor, bu ünvanını koru, bu toplanan meraklılara daha fazla malzeme verme, onlar keyifçi, bak görmüyor musun sanki tiyatro izliyorlar gibi.. " sahte sözlerle duygularını şaha kaldırmıştım adamın. Ev sahibi ile kalabalığa doğru geldik. Ev sahibi, kiracı kadına :
--Haydi altı ay daha aynı kira geçerli olsun, hoca'nın hatırını kıramadım.. diyerek yürüyüp gidince, kadın bana bakıp ağlamaklı bir halde :
--Abi Allah razı olsun, çok teşekkür ederim, dedi. Kalabalık dağılırken, tanıdık biri bana:
--Yahu hoca birgün başına iş alacaksın ama dur bakalım ne zaman.. Sana ne elalem arasındaki tartışma? dedi.
Güldüm:
--Tabii ya keyfin bozuldu değil mi? Ne güzel çekirdek çıtlayıp seyrediyorsun..dediğimde kötü bozuldu.
Evet dostlar, duyarsızlığı bir tarafa bıraktık, , resmen kaostan beslenen bir toplum olduk. Algılar dumura uğramış, "Oh be bende böyle bir sorun yok" diyerek çekirdek çıtlatmaya devamkeee!