Görev yaptığım eski okuluma gittiğimde öğretmen arkadaşlarımın bir çoğu değişmişti. Bu okulda uzun yıllar görev yapmıştım.
Amacım küçük de olsa o okulun öğrencisi olup henüz kıyafet ve okul masraflarını alamamış önceden tespit ettiğim bir kaç çocuk için elimdeki kitaplarımla öğretmenlere yönelik mini bir imza etkinliği yapmaktı.
Okul Müdürünün şu acı sözü ile sarsıldım, "Hocam, boşuna zahmet etme, öğretmenler kitap okumuyor!"
İşte geldiğimiz nokta tam da bu; Okumayan öğretmen…
Dev cehalet dalgaları karşısında yüzme bilmeyen insanların çaresiz çırpınışları gözümün önüne dikildi.
…
Öt Ulan Şerefsiz!
Yıl 1988 Diyarbakır'ın Çınar İlçesinde görev yapıyorum. Bir pazar günü eski Hükümet konağından devşirilmiş Öğretmenler lokalinde Kaymakam, Hakim, Savcı ve Belediye Başkanı Sabahattin Ekinci ile oturmuş çay içiyoruz.
Lokalin çay ocağında görevli olan Hizmetli Personel Fazlı, o gün izinli olduğu için Merkez İlkokulu Hizmetlisi İsmet geçici olarak çay ocağında görevlendirilmişti.
Kaymakam, çay ocağında çalan Zile, çay istemek için defalarca bastı ama İsmet bir türlü gelmiyor. İyice sinirlenen Kaymakam, kalkıp çay ocağına gitti ve İsmet'e :
- Zile defalarca bastım sağır mısın ! diye bastı fırçayı.. İsmet yemin billah ederek zilin çalmadığını söyledi. İyice sinirlenen Kaymakam, İsmet'in kolundan tutarak oturduğumuz yere getirdi ve "Bas şimdi zile" dedi. İsmet, Zile basınca kuş sesi çıkaran Zilin sesini duyunca gülmeye başladı :
- Weeyyyy ! Kaymakam bey wallahi ben de sabahtan beri bu kuşu arıyordum..! deyince bizler kahkaha attık.
Meğer daha önce normal çalan zil, bir kaç gün önce kuş sesi çıkaran zil ile değiştirilmiş ve Kaymakam zile basınca çıkan kuş sesi nedeni ile İsmet bütün tezgahın ve buzdolabının altı dahil her yerde bu kuşu aramıştı, bulamayınca da "Öt ulan şerefsiz! seni arayanı ..im" diyerek kendi kendine küfür etmişti.
Bu anektodu örnek olarak anlatmamın nedeni, Ülkenin bugünkü durumu ile çok büyük benzerlik göstermesidir. Halkın algısı bile dumura uğratılmış. Bugün eski iktidar ortakları tek tek ötmeye başladılar. Artık hiç bir şey olmayacağını ve hiç bir değişim ve dönüşümün mümkün olmadığı konusunda İktidardan umudunu kesen halk, bizim İsmet misali "Öt ulan şerefsiz, arayanı .. im" diyerek umursamıyor.