Yere düşmüştüm ve kolum çok kötü incinmişti. Acı içinde eve geldim. Eşbaşkanım çok şüpheci, ilk söylediğime asla inanmaz.
Wallah, billah, dinime, imanıma, Kur ‘anıma ne yeminler edersem edeyim o beyninde yarattığına inanır. İşte böyle felsefeye içten inanan, şüpheci tam bir filozof mübarek.
-Ne oldu koluna?
-Yere düştüm..!
-Sen onu benim küllahıma anlat, söyle ne oldu !
-Vallahi yere düştüm !
-Onu uzun atla!
-Dinime, imanıma..
--Boşuna yemin etme!
-Yahu delirtme beni! düştüm diyorum!
-Vallah bence sen dayak yemişsin..
Neyse inandı mı, yoksa inanmış mı göründü anlayamadım..
İşten geç geldiğimde trafiğe takılmış isem veya bir işim nedeniyle gecikmiş isem, imkanı yok inandırmanın mümkünatı yok: "Kimbilir nerelere takıldın Allah bilir."
Aslında bana güzel bir alışkanlık da kazandırmıştı bu şüpheci ve paranoyak ruh hali. Yani her şeyi belgeleri ile kanıtlamak. Eyvallah ben de başıma ne gelirse veya ne yaparsam önce mutlaka kanıt bulma telaşına düşerim.
Mesela bana bir araba çarparsa ambulanstan önce mutlaka etraftakilerden, "Allah aşkına hele bir resim çekin!" diye yalvarırım. Yani o derece kanıt ve delillerle adeta kanka olmuş bir yaşamı içselleştirmişim.
Geçenlerde sigara fiyatları ikinci zam kazığı fena acıtmıştı, bırakayım dedim kendi kendime. Ama yapamadım. Neyse tütüne müracaat ettim. Dükkana girdim bir kaç deneme testinden sonra birine evet dedim ve bir miktar tütün satın alıp eve geldim.
Eşbaşkanım :
-Bu nedir ? dedi.
-Tütüne karar verdim, benim sigara yine zam görmüş dedim.
Sevineceğine o kadar inanmıştım ki anlatamam. Çünkü tam onun istediği tasarruf politikasına uygun bir paradigmayı yakaladığımı umuyordum ki "Yine çattın kaşlarını, bilmiyom yar suçlarımı" psikozuna girdim.
-Bu işte bir iş var ! demez mi?
Allahu Ekber ! şimdi çık işin içinden..
-Yahu vallahi amacım tasarruf, falan fistan.. yok abi mümkün değil.
-Anlat !
-Yahu neyi anlatayım ?
-Bu tütün meselesini..
-Neyini anlatayım, tütün içiyorum artık.
-Geç onu..?
Kafayı yiyeceğim, deliriyorum, yani imdaaattt! (Kürdçe: Hahoooo!!) Allah aşkına, ne olur bunu görevden alın, bana kayyım atayın!