Aziz Gülmüş yazdı: Ben demiştim

.. /Depremin ilk günlerindeki duygusal ve göz yaşartıcı yardım ve dayanışmacı incelik bitecek ve yerini yine o bildik katılık alacak diye yazmıştım....

.. /Depremin ilk günlerindeki duygusal ve göz yaşartıcı yardım ve dayanışmacı incelik bitecek ve yerini yine o bildik katılık alacak diye yazmıştım. Tıpkı siyasetçiler gibi timsah göz yaşları yerini birer acımasız mermiye bırakacak demiştim.

Evi yıkılmış ve mecburi başka bir şehire yerleşmeye çalışan insanları ev sahipleri arıyor.

"İki aylık kira borcun vardı, Elektrik ve suyu ödememişsin" Bakkal arıyor, "Biz de perişan olduk walla hayatta istemez helal ederdim, anla beni şu  borcunu ödesen.. "

Adamın anası dini ağlamış canını zor kurtarıp kendini metropolün karanlık ve acımasız kollarına bırakmış, sen de ondan arayıp alacağını istiyorsun.. Pes doğrusu..

Hani tv'ler, sosyal medyalar, bangır bangır, "Yahu biz ne güzel bir milletiz, yardım, fedakarlık işte budur! " denilen günler bitti ve gerçeğimizle başbaşa kaldık.

Siyasetçisine benzemeyen bir halk var mı? Bilen arasın iltica edeceğim.

.. /Deprem mültecisi mahallemize taşınmış ailenin ondört yaşındaki öğrenci olan kızı Dılbin'nin kızarmış gözlerini farkettim. "Muhakkak yabancılık çekiyor, yaşadığı memleketi ve arkadaşlarını özlemiştir" diye düşündüm.

Teselli etmek için epey bir uğraştım. Meğer mesele başkaymış. Depremde sazı enkaz altında kalmış, ayrıca orada saz kursuna gidiyormuş, üzütüsü bundanmış. "Merak etme ileride sana saz da alırım, Kursa da göndeririz" diyerek acısını bir nebze azaltmaya çalıştım.

Sonra yakın akrabalarıma, "Bu Ramazan da fitrelerinizi bu aileye verin" diye tembihledim. Yakın akrabalarımdan biri nasıl duymuş bilmiyorum -Ben eşbaşkanımın günahını aldım- Dılbin'e bu para ile saz alacağımı ve kursa göndereceğimi öğrenmiş, Bana, "Biz fitremizi şeytan işi için vermeyeceğiz, Saz şeytan işidir" dedi.

O anki öfkemi zor bastırarak: "Merak etme Hacı! Şeytan'nın parasından fitre olmaz, Sen önce beynindeki Şeytanı doyur" dedim. Anladı mı? Anlamadı mı bilmiyorum..

Bir gece sonra Hacı'nın evine memleketten bir misafir gelmiş, o misafir de beni arayarak gelmemi istedi. Gittim. Hoş beş sohbetten sonra bizim Hacı Televizyon da saz çalıp klam söyleyen müzisyeni can kulağı ile izliyor. Ben yavaştan yerinden doğrularak, "Allah'a ısmarladık ben gidiyorum" dedim. Misafir olan şahıs çok şaşırdı, "Yahu daha yeni oturdun, nereye gidiyorsun? " diyince kapağı astım, "Şeytanın olduğu eve melekler giremez, ben Dindar adamım" dediğimde, Hacı mevzuyu anladı ama misafir adam şaşkınlıktan donup kaldı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri