Zindandan Müzeye bir not düşerek başlayayım;
Amed Zindanı Müze olacakmış. Bu devlet bana tam sekiz diş borçludur. Burayı müze yapmadan önce borcunu ödemelidir. İşkencede kırdıkları, yerleri hala boş duran dişlerimin de sergilenmesini istiyorum, Faizini falan da istemiyorum…
Babam ile ilgili bir ayrıntıyla devam etmek istiyorum
.. / Tek göz oda ve her gün köyden gelip haftalarca evimizde konaklayan akrabalara rağmen babamın tam on çocuk yapmasının takdire şayan bir performans olduğunu yeni yeni anlamanın şaşkınlığı içindeyim.
Arkadaş! Bu ne hız, bu nasıl bir illegalite ustalığı? aklım almıyor.
Hiç unutmam; tek göz odamız hınca hınç insan kalabalığı, oturacak yer yok, üstüne üstlük köyden tedavi amaçlı gelen üç dört hasta yere serilen yatakta inliyor. Babam işten eve geldi, gördüğü manzara karşısında elindeki yiyecek torbalarını anneme vererek geri gitti, o gece otelde kalmıştı.
Çok nadiren yalnız kalırdık. Fırsatı iyi değerlendirmiş olacak ki attığı her şut doksana takılmış. Tam on çocuk yapmıştı, helal olsun! her babayiğidin harcı değil yakaladığı her fırsatı gole çevirmek. Üstelik hepimiz aynı odada yatmamıza (Arada bir, uyuyun bak Gure Manco gelecek) demelerine ve sabah kalkıp avlunun uzak köşesindeki banyoda yıkanmalarına anlam veremeyişimize rağmen…
Yani biz Kürdler varlığımızı biraz da Gure Manco efsanesine borçluyuz demek mübalağa olmaz sanırım..
Şimdiki çocuklara, "Gure Manco gelecek, uyuyun!" desek, "Feriştahı gelsin! " diyecektir emin olun..
Bugün bir kaç oda olmasına rağmen ben babamdan tam dört eksikle geride kaldım. Demek ki babam benim şimdiki şartlarıma sahip olsaydı en az bir kaç futbol takımı (yedekler dahil) oluşturacak bir başarı elde ederdi. Helal olsun adama!
Bu alanda saha ve seyirci dezavantajına rağmen on çocuk yapmak büyük bir kahramanlık örneğidir.
Kendisinden özür diliyorum. Maalesef boynuz kulağı geçemedi…