Geçmiş olsun, Maraş, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Hatay, Urfa, Adıyaman, Antep, Elazığ, Malatya, Kilis.
Ailesine ulaşamayan 6 Genci Diyarbakıra yolculadık.. Ek sefer çıkararak gençleri ücretsiz götüren, Yeni Diyarbakır, Öz Diyarbakır, Özlem Diyarbakır ve Star Diyarbakır Seyahate şükranlarımı sunuyorum.
…
Diyarbakır Bağlar Cezaevi yakınında çöken binanın enkazı altında bulunan samimi arkadaşım Meheme'nin ablası, eniştesi ve 8 yeğeni hala kurtarılmayı bekliyorlar. İnşallah sağ salim kurtarılırlar. Meheme'yi Üç kez aradım ama ağlamaktan tek kelime konuşamadı..
.../Elinizdeki dertlerin kıymetini bilin, birisi biterse daha ağırı geliyor ve dönüp geçmişe baktığınızda, o kendinizi paraladığınız ve sona ermesini istediğiniz dertlerinizle daha mutlu olduğunuzu görürsünüz..
Lapa lapa kar yağarken kendinizi kar tanelerinden korumaya çalışırsınız.
Zemheri ayazı havayı soğutmuş ve kulaklarınız, ardından da burnunuz üşümüştür. Sonra parmaklarınızı ağzınıza götürüp hohlarsınız. Ayak parmaklarınıza ise yapılacak bir şey yoktur maalesef.
Rahatsız ve huzursuz olursunuz, bütün bedeniniz bir oryantal kıvamında adeta titrer, Aslında normal zamanda asla yapamayacağınız bir esneklik ve ritim söz konusudur... "Vayyy be! Ne oynakmışım öyle? bende ne gizli yetenekler varmış?" diye düşünürsünüz.. durduğunuz yerde zıplayıp hiç aklınıza gelmeyen figürler kendiliğinden ortaya dökülür..
İşte çevresel koşulların zorlaması ile ortaya çıkan müthiş yetenekleriniz gözünüzün içine sokulur. Ama yine de mutlu değilsinizdir. Bir an önce soğuktan kurtulup sıcak bir yer arayışına girersiniz. Tam sokağın köşesini dönerken aniden yüzünüzde bir kartopu patlar. Çocuklardan biri arkadaşına kar topunu fırlatırken, "Böyle şansın içine ediyim !" der gibi o soğuk buz yumağı, soğuktan kıpkırmızı kesilen yüzünüzü perişan etmiş ve siz ağzınızdan gayri ihtiyari çocuğa basmışsınızdır küfürü.. Çocuk mahcup olmuştur, ya sizin hışmınızdan kaçmıştır veya "Amca vallahi ben atmadım! Aha bak şu kaçan çocuk attı !" diyerek sizi kandırma manevrasına başlamıştır.
La hawle! diyerek ara sokaklarda yürümeye başlıyorsunuz. O anda kar küreği ile damı temizleyen adamın kürediği büyük miktardaki kar üstünüze çullanmıştır. Yukarıya doğru basıyorsunuz fırçayı:
- Ulan oğlum gözün kör mü? önüne baksana! Aşağıdan insan geçiyor be!
Yukarıdaki adam umursamaz bir tavırla:
- Bişe olmaz abê! ma kardır ne olacak? dediğinde. İçinizden en kallavi küfürleri sıralamışsınız bile..
Bu yüzden küçük kar tanesinden duyduğumuz rahatsızlık çok masum kalmıştır. Hele bir de çığ altında kaldıysanız, vay halinize.. o başınızı korumaya çalıştığınız kar tanesi romantik, yüzünüzde patlayan kar topu ve adamın kürekle üzerinize yukarıdan boşalltığı kar size çok olağan gelmiştir eminim..
Dertler de aynen böyledir. Biterse çok mutlu olacağınızı sanırsınız. Bittiğinde ise daha yüklü miktarda üstünüze çullanan tonluk yük misali daha büyük dertlerle boğuşursunuz.. işte o an önceki dertlerinize rağmen o vakitler mutlu olduğunuza inanırsınız.
Ne diyelim, Allah beterinden saklasın.