Foto: Arşiv
Cehennemden bir anı ile hepinize selam ve sevgiler. Siz yine de cehennemde gülümseyenlerden olun.
(Onlar ağlayıp yalvaracağımızı sandılar, biz inadına 12 Eylül Zindanlarında onlarla dalga geçip eğlendik.)
Sizlerle 12 Eylül ile ilgili iki anımı paylaşmak istiyorum bugün…
Sağdan Say (Sêqûz)!
En fazla işkence ve dayağa sayım esnasında maruz kalıyorduk. Sayım saati geldiğinde strese giriyorduk. Önce demir kapının mazgal deliğinden gardiyan asker:
- Beşinci koğuş sayım düzeni aaalll dediğinde büyük bir panik ve koşuşturmayla yan yana esas duruş gösterilerek dizilir ve askerlerin gelmesini beklerdik. İçeriye büyük bir hınç ve öfkeyle yedi-sekiz asker ellerinde jop ve kalın sopalarla aç kurtlar gibi girerken, kapının açılması ile beraber koğuş sorumlusu en önde yüksek sesle:
- Beşinci koğuş kırkbeş mevcuduyla emir ve görüşlerinize hazırdır komutanıııımmm ! diye tekmil verir ve ardından:
- Bir, iki, üç.. diye sayım başlar en sonda bulunan da:
‘Kırkbeş sondur komutanııımmm!’ diyerek sayım sona ererdi. Sayım esnasında heyecanlanıp yanlış söyleyen yada takılan olursa bütün koğuş sıra dayağından geçirilir ve sayım yeniden başlardı. Böyle saatlerce dayak ve işkence gördüğümüz epey günler oldu. Dayak ve işkencesiz çok az sayım olduğunu hatırlarım. En büyük zorluğumuz ise Türkçe bilmeyenlerin yanlış rakam söylemeleri yada heyecanlanıp duraklamaları oluyordu.
Koğuşa yaşlı kardeşler Tahir ve Yunus adında iki gariban Kürd köylüsü getirmişlerdi. Adamlar tek kelime Türkçe bilmiyorlardı. Bu yaşlıların Türkçe bilmeyişleri ve sayım esnasında yanlış rakam söylemeleri nedeniyle günlerce dayak yedik.
Her defasında askerler, “Bunlara Türkçe ve okuma-yazma öğretilecek yoksa bütün koğuşu s…rim!” dedikten sonra giderlerdi.
Ardından biz de dayak yememek için onlara harıl harıl sayı saymayı ve Türkçe konuşmayı öğretmeye çalışıyorduk. Sonunda Yunus’a sayı saymayı öğrettik ama daha yaşlı olan Tahir amcaya bir türlü öğretemedik. Çabuk unutuyordu. Böyle olunca sayımlarda onu koğuş sorumlusunun hemen yanına aldık ve ısrarla : “Bak Tahir dayı sadece iki söyleyeceksin yeter” dedikten ve birkaç kez tekrarlattıktan sonra sayım başladı.
Koğuş sorumlusu tekmil verdikten sonra:,“Bir” diye başladı.
Bütün gözler Tahir dayıya odaklanmıştı. Onun ağzından çıkacak “İki” sözü bizleri kurtaracaktı. Tahir dayı heyecandan takıldı ve robot gibi hiçbir şey söyleyemeyince o akşam yine dayakların en kralını yedik.
Gardiyan askerler gittikten sonra kendi aramızda toplandık ve bu duruma bir çare düşündük. Arkadaşlardan biri, “Tahir dayıyı onuncu sıraya alalım. On kolay söylenir ve çabuk ezberler” deyince aklımıza yattı ve Tahir dayıyı bundan böyle “Onuncu” sıraya almaya karar verdik. Devam Edecek