Ağır ekonomik şartlar altında eziliyoruz. Pazarın ateşi her geçen gün bizi daha da sarsıyor.
Kısaca ekonomik şartlar, alçak gönüllü hayat tarzlarımızı da etkiliyor.
Yemeden-içmeden hadi kıstınız diyelim, bir de alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekiyor.
Becerebiliyorsanız, hiç alışveriş yapmamak halihazırdakilerle yetinmek gerçekten en iyisi.
Peki, bu nasıl olacak?
Şartlar, hayat tarzımızı kısa bir süre içinde değiştirmemiz gerektiğini söylüyor.
Bu konuda ne yapabiliriz? Her şey pahalılık üzerinden konuşulurken nasıl fark yaratırız?
En iyisi sahip olduğunuz şeylerin tadını çıkarın ve daha fazlasını istemeyin
İşte size öneriler…
İlk olarak yapılması gereken, poşet yerine bez çantalar kullanın ve evde unuttuğunuzda kendinizi kahredin. Zira poşet de artık çevreyi korumak adına paralı. Fiyatlarıda 25-50 kuruş arası değişiyor. Günde en az bir tane kullanıyorsanız 7,5-15 lira arası.
Pazarda ne alıyorsanız artık yarısını aldığınızı kendimden biliyorum. Bunun dışında ne yapabilirizi konuşalım.
Yapabiliyorsanız daha az satın alın ya da becerebiliyorsanız, hiç alışveriş yapmamak gerçekten en iyisi. Sahip olduğunuz şeylerin tadını çıkarın. Çok söylenen bir laf vardır: "Sevilen kıyafetler uzun dayanır."
Çevre dostu kumaşlar kullanın: Daha doğal kumaşlar tercih edin - polyester yerine pamuk gibi. Onları giydiğinizde çok daha iyi hissettirmekle kalmıyorlar - yıkandıklarında suya ve deniz yaşamına karışarak zarar veren mikroelyaf gibi şeyler içermiyorlar.
Dikiş öğrenin: Bir deliği elinizle dikmeyi öğrenmek çok büyük bir çaba gerektirmiyor. Çok fazla yırtılmaya başlayan yırtık bir kotunuz varsa, onu kesip şort olarak kullanabilirsiniz.
…
Sebze ağırlıklı beslenin: Büyük bir değişim yaratmak için herkesin vegan olması gerektiğini düşünmüyorum. İnsanların çoğu için daha gerçekçi olan şey, et tüketimini haftada birkaç sefere indirmek.
Mümkün olduğunca yerel besin tüketin: İhraç ürünler tüketmek yerine, yerel pazarınızdan alışveriş yapıyorsanız, Evren'e daha nazik davranmaya eğilimli tarımı da desteklemiş oluyorsunuz.
Mümkün oldukça mevsiminde yiyin: Eğer İngiltere'de mevsiminde olmadığı halde domates yiyorsanız, mevsimi taklit edebilmek için aşırı derecede fazla kaynak tüketen devasa bir serada yetiştirildiğini biliyorsunuz. Domatesleri mevsimi dışında yetiştirebilmek için çok büyük oranda ısı enerjisi kullanıyorsunuz.
Paketleri de düşünün: Paketlenmemiş ürünleri satın alabileceğiniz sıfır-atık dükkanlar var. Ancak süpermarkete gidip, paketlenmemiş meyve ve sebzeleri seçerek de, ya da plastik yerine çoğunlukla geri dönüşüm ürünü olan karton ve teneke kutu alarak da daha iyi seçimler yapabilirsiniz.
Paketsiz olanları satın alın: Şampuan, saç kremi ve vücut sabunları alabilirsiniz. Biraz daha fazla paraya mal olabilirler ama daha dayanıklılar. Bu nedenle kullanılma oranına bakıldığında maaliyet çok daha az.
Eğer dışarda yemek zorundaysanız; nerede yiyeceğinizi planlayın ya da evden yemek getirin bu daha karlı.
Evde-işyerine kesinlikle çay-kahve için elektrikle çalışan küçük ev aletleri kullanmayın.
Ev soğuk mu, doğalgaza yüklenmeyin; bir battaniyeye sarılarak ısınmayı, yazınsa klşma kullanmamaya özen gösterin. Hem sağlığa hem de cebe yazık.
Bugünlük bu kadar. Oldukça yazarım artık.