Bir dalgalanma ki kimsenin önünde duracağı yok vurur kendini sahile ve fırtınaları koparır sarsıntısı dünya üzerinden yükünü bırakır
Ben kendimden geçsem bile o peşimi bırakmaz ve namus yükü deyip tabanlara kuvvet sinene sığınmaya geleceğim bilgin olsun
Hiç aman etmezse de yurdundan ayrı durmanın verdiği eza işlenilen bütün maddeleri yakıp yıkmakta, hasret prangaları eskittiyse bende amansız süreçteyim
Dünya kelaynaklar gibi kel kalır ve esinti bir uçtan diğer uca bir saniyede, hiddeti isteklice gibi dursa da gücü artık hissettirir kendini
Benim gücüm bana yeterdi kendimi hazırlamaya ama sen neredesin? Dar günün dostu kendinden emin sende yanaş iskeleye ve biraz yük al
Bir arayıştır ki dünyanın tüm suyunu hücrelerinden, dünyanın toprağını eleğinden geçirir, dağlarını toprak haline getirdikten sonra eler ve sonra geri pozisyonunda bırakır
Yine dağlarında ormanlar ve içinde yabani yaşantı, canlılar alemi kendince hukukunda yaşar
Artık sıra yaşamın bütün varyasyonlarında ve yaşam eksik ne bıraktıysa tamamına ermek için sıra bekler
Bu günlerde gelin olanlar bir süre sonra onlarda damatların yanında eskir nasıra işlenen zaman gibi kendini ele verir.
İnanılmayacak o kadar konu var ki hangisine inanası geldiğinde o duygular ortadan kaybolur, tellakların bütün çağrıları cevapsız kalır.
Kaybolan kaybolduğuyla kalıyor ve icadın peşinde olanlar kendi emeğinde ama ben hala sana sorduğum sorunun peşindeyim
Sahipsizliğin bu kadarına da pes dedirtecek kadar gücünü her gün kimsesizlere sınayanlar bu gün onlarda kimsesiz ve sahipsiz duygular gibi yalnız
Belki isimlerinden bile söz edilmeyecek ki kim nereye atılmışsa takatları bile olmayacak atılda olacaklar
Kitaplara girmeyi bekleyen o kadar kelime var ve yağmurda ıslanıp yıkandıktan sonra bile hala havada dalgalanarak el atılmasını bekler.
Kimi gün geçtikçe daha da anlamlanır, kimi ilk günkü gibi canlı ve kimi sahibine geri döner ama daha katmerlice yaşama siner
Bir birine dayanarak bu güne gelen insanlık kendinden sonrasını nasıl bulacak onun heyecanı hiç dinmedi ve dinmeyecek