Gelin her kes yaşama, doğaya yeni bir ağaç ekelim ve her kes kendi diktiği ağacıyla anılsın, gittiği her yere semanın bir parçası olarak diktiği ağacı kafasını üzerinde slayt biçimde taşıyacakmış gibi hassas davransın. Biliyorum yeni çabaların tümü emek ister ve bu emeği sürekli ortaya çıkarmadığın zaman geride kalırsın, rijitleşirsin, sertleşirsin, yaşama ortamını daraltırsın ve bir süre sonra bir bakmışsın ki yaşama ortamını kaybetmişsin ve muhtaç olmuşsun.
Artık derinlerdeki bütün insancıl duyguların tümünü de çekip gökyüzüne çıkarsan da; geç kalmışlık sendromundan kurtulamazsın. Mükemmel yapılan bir işin ardından son bir kez daha gözden geçirilmeye ihtiyaç vardır duygusu insanı yiyip bitirdiği acınası tablo asimanda asılı kalır Anlattıklarım çok mu zor ve ya imkânsız ve akıl dışı mı? Hayır.
Bir annenin çocuğunu büyütürken hangi inanç ve ısrarı, sabrı devreye koyduğunu düşündüğümüzde; talep edilenlerin hiçbir tanesi akıl dışı ve uçuk değildir. Hiçbir tanesi bu asla olmaz, gerçekleşmez bir taleptir denemez, düşünsenize bir savaşın ilk çıktığı zaman; yaşam olağan ve ortalık sütliman, o ortamda savaş başladığında hangi duygular devreye girer? Hangi olağan akıcılık sekteye uğrar? Hangi beklenti sonlanır ve ya savaş isteyenlerin hangi beklentileri yaşam bulur?
Bu kadar zoru başaran insanlar; neden yine kendi üretimi olacak esnek yaşamı, empati yaşamı, her gün insanlaşma çabasındaki yaklaşım tarzını devreye koymasın. Her kesin kendi işinde olduğu, haşin duyguların üretim öncesi sahnedeki kurt ile kuzunun beraber yaşadığı ortamı istemesin Biraz daha dikkat; olumluya, doğruya biraz daha inanç ile yaklaşım; hayalini kurduğumuz yaşamı bir yorgan gibi insanlığın üstüne, dünyamızın üstüne örtebiliriz.
Savaş yok,
Sertlik yok ve esnek yaşam dünyaya hâkim olur.
Yoksa ayağına, eline batmış dikenin acısını sızısını ömür boyu çekersin.
Çok mu zor?
İkisine de ramak kadar yakınız, bir el atımlık, bir adım kadar.
Bugün ben sana sahip çıkarım yarın sen
Bu gün ben seni sürgüne mahkumluktan kurtarırım yarın sen
Bu gün ben senin yaşamını romanını yazarım yarın sen
Bu gün ben sen olmak isteğim yarın sen ben olma yolun açılması
Bu gün bu gün ben seni yaşatmaya çalışıyorum yarın sıra sende unutma.
Gel ki yürekler konumlanmış dağların eriyişini birlikte seyredelim
Gel ki insanlığa tanrı kelamı son şiir nağmelerini yüreklerin yumuşamasına harcayalım
Gel ki geç kalmış bütün olumluluğu olumsuzluklarla yer değiştirelim
Gel ki aşık olalım ve aşkın ne olduğunu doğa üstünlülüğünü insanlığa hatırlatalım. (SON)