Kaç zaman oldu sensiz hayat akıp gidiyor ama bensiz de, yaşamı senle doldurduğum zamanların boşluğu dünyayı sarsıyor, tek ayak ile yürüyen topal, yalpa yapan araç.
Yuvarlak dünyayı dengede tutmadığım terazi alt üst oluşlar yaşıyor, sen olmadan yaratılan hiddetlerin kasırgasında
Devri âlem yaşamayı usul edinenler korunur hiddetimden sen duygularımın değirmeninden
Bir olabilsem seni kendimden yaratmayı, bir atlatabilsem şu mecrayı ve alışabilse şu vücut sensizliğe
Belki yediririm sensiz zamanları öğün niyetine
Sensizlik nice canlı zamanların anlamını da kendisiyle götürdü, oysa neler yaşanmıştı akıp giden hayatın içinde
Yeniden yaratılışlar ve soykırım niyetine kıyımlar hepsi sen yaşantıdan kesitler, lakin yaşamda tutamadığım sen gibi onlarda beni terk ettiler
Kışlara maruz zamanların sıcaklığında karlar ehille gelir, buzullar dünden terbiye, inşa edilir yeni yaşam yerleri ve şehirler, kurulur en nadide öğrencilerinden üniversiteler.
Hepsi anlamsız ve hepsi yavan bir konumda, pişirilip, pişirilip çiğ kalan yemek gibi kendi döngüsünde yalın ayak dolaşır
Sensizlik ne canlar yakar ve bu dünya benim adımlarıma dar gelir, bütün yaşamım emek ile geçerken, sen olmadan anlam yitirilmesi var terazide
Özgürlük mahkûmu bedenim dolaşır dünyayı bir uçtan bir uca artık galaksi ve tüm yıldızları ziyareti bir günümde
En büyük özelliğim emeğiyle yaşayan emektar; sen olmayınca emek üretme noktasında kısırım artık, kör ve duymuyorum
Hissetme duygumu canlı tutmaya çalıştığım her günkü insan olaraka kalma ders çalışmamda artık duygularımı yitirmişim de neler oluyor diyemiyorum
Sensizlik akıp giden yaşamda akıp giden film sahnelerine benzemiyor, ters orantı, ters akıntı ve olaylar, gözlerim film sahnesi ve sen en canlı oyuncu. Devam Edecek