Eldeki imkânlar sizi yaşamda denk veya üstün tutsa dahi her anın şartları ve her anın çevresel fenomenleri aynı değildir
Sizin kendi emeğinizle yarattığınız çevresel etkenler ile başka etkileyici faktörlerin elleriyle oluşan çevresel faktörlerin sizi etkilemesi farklı olabilir
Değişen şartlar ve çevresel faktörlere bağlı olarak sizi etkileyen olaylar ve size yansıyan görüntüler de farklı olabilir
Ama her halukarda sizi etkilediğinden ötürü sizin tepkileriniz, refleks veya bilinç ile karşı duruşunuz sizin mutlu veya mutsuzluğunuzu getirebilir
İnsanların elbirliğiyle bu kadar yıkım ve oluşan kaoslardan sonra kalan tortu bile olsa insanların mutlu olma pozisyonları sınırlı hale gelmiş,
Herkes bir yarış ve bir çekiştirmenin içinde buna birde bencillik eklenince insanların kaynakları kullanma bilinçleri de bu gidişata çanak tutunca dünya kaynaklarının düzenli kullanılmamasından kaynaklı toklar, açlar, acımasızlar, özveride bulunanlar, geride kaldıysa mutlu olanlar ortaya çıktı
Mutluluk dediğimiz şey böyle kendiliğinden insanların eline gelen bir imkan, insanın önüne hazırdan konan bir yemek değildir ve bunun için emek sarf etmek lazım
Heybende ne var ise dök önüme ben kendimi elekten geçirdiğim elek; senin kullandığın parametreler mi yoksa yine kendimle yarışacağın heyecanım beni ateşlere mi atıyor
O kadar heyecanlıyım ki kendimle yarışacağım zaman ve sürece bir sinerjik etken yanıma kadar gelmiş ve beni diyardan diyara alıp götürecek
Halüsinasyon değildi evet iddialı bir insan çıkmış ideallerim var ve senin bu idealleri süslemeni istiyorum diyor
Bana düşen üstüme düşen bir şey var ise buna katkı sunmaktır
Yaşam o kadar uzun ve kalıcı değil ki biz elimizdeki imkanları ihmal edip, kullanmayıp mutluluğumuz erteleyelim yada yaşamdan zevk almayalım
Bu güne değin hiç durmadığım bütün kurumlarındaki mutfak serüvenlerim maceralarım ve insanların zayıf profilli kişiliklerin işlerin başına konmasından kaynaklı her bir deneyim bende kalıcı izler, travma düzeyinde stresler ve bir sonrakine daha hazırlıklı olmalıyımı bilincimde hep canlı tutmasına sebep oldu
Bu yaşamdı ve zayıf biriyle karşılaştığımda, hain biriyle karşılaştığımda ben köprüleri yıkamazdım gemiyi ilk terk edemezdim, herkesin yaptıkları kendi hanesine yazılırdı ve ben bundan emindim
Kim neyi yaptıysa hanesine o yazılacağından o kadar emindim ki kendi pozisyonumda sağlam durmaya yemin ettim ama durduğum pozisyondan da sürekli çalışacağıma dair yeminim teyitlerim arasında durduğundan ötürü
Kim ne yaparsa siz sağlam durun onların yaptığı yanlışa sizde yanlışla cevap verir senin sizinde bir yanlışınız olmuş olur, o bildiği yoldan gitsin siz insan kalmaya devam edin ama sürekli çalışın düze çıkarsınız
Bu kadar karmaşa önümüzde dururken elimizdeki imkanların en asgarisinden çıkardığımız bir tebessümü bile boşa geçirmemek lazım
Mutluluk dünyasında başarılı olmak maharet gerektiren bir yeti halini aldı biz bunda başarılı olduğumuzda o fırsatı kullanalım
Hiç bir fırsat insanın eline ikinci bir defa geçmez ki mutluluk fikrini, seansını ve yaşanılası eforik bir anı sona bırakalım
Okutulan bütün müfredatlar ve öğretilen bütün öğretilerde elindeki imkanı kullandın, kullandın kullanmadınsa bir daha aynı koşullarda aynı imkanları yakalama olasılığın çok zayıf ve hatta imkansız
Bide mutluluk eline geçtiğinde bu gün yaşarsan yarın başka mutluluğu da yaşama şansın olduğunda onu da yaşamış olursun
Mutlulukları peş peşe koyup yaşadığında hep mutlu yaşamış olursun yarına bırakılacak konu ve angajman sizi yarında yorgun yakalayabilir ki o zaman hakkıyla yerine getirmen gerekenin hakkını veremediğin için mutluluğunuz size ezaya dönüşebilir
Yarına bıraktığın mutluluğunun gerçekleşebileceğinden nasıl emin olabilirsin veya yarının olacağını kim size söz verdi ki
Gelecekten haber vermek insanların kendilerini ispatlayarak kabullendikleri bir konu değildir
Geçmişten gelen genel kültür ve dayatmaların kullanıldığı yöntemlerden inanıyoruz bu uzun etaplı eğitim ve yönlendirmeler olmuş baskı olmuş, korku olmuş vs
Kişi bazında zaten mümkün olmayan bir konu yarına güvenle girmek ve yarının insanına ulaşmak sadece bir temenni ve dilektir
Hiç kimse tanrı ve yarının sahibi olmadığı için yarını getirmek insanların elinde olan bir şey değildir
Her insan harcadığı emeğin karşılığını sıcağı sıcağına almak ve yaşamak ister ama borca yazılan hakların çoğu zaman hiç gelmediğine de şahit olmuşuz
Kaybedenler grubuna girmemek için size ait olana sahip çıkmak ve siz mutlu olduğunuzda beraber mutlu olmayı öğrenmek, yaşamayı da mutlu olmayı da ortaklaştırmak gerçek insanların işidir
İnsanların en büyük özelliği sosyal olmalarıdır eğer bir kişi veya canlı sosyal değilse paylaşmıyorsa, yalnız ise zaten insanlıktan çıkmış demektir
Mutluluk duygusu aşk gibi bir etkisi var ve elle tutulmayan ancak yaşanılan bir duygu ve bu duyguya sahip çıkıldığı sürece daha renkli mutluluk tablolarıyla karşılaşılabilir
Bu bağlamda bir arkadaşımdan aldığım bu “ mutlu olmayı yarına bırakma” başlığın aslında yaşamın temel taşlarından biri olması gereken bir tespit olduğunu da buradan naçizane sosyal konumumla teyit etmek isterim.