Gözlerin duygularımın içinden geçiyordu
Yılın zamana meydan okuyan cinsinden
Karanlığın en ağır tonundan kendine bir renk seçerek
temeline başka renk koymuyordun
Ben geçmeye çalışırken sen geçiyordun ya
Bir tek sen varmışçasına
Ve yıldızlardan taç yaparak sabaha akar gibi akıyordun hoşluğa sadeliğe
Kendine yandaş olarak aldığın parametrelerin
Kendine yazı yazdıracak kadar sademiydi
Kendime bir yer bulacak mıydım?
Telaşım bu asıra dair olsun mu veya olmasın mı?
Kabusların en hacimlisi yüreğime oturdu oturacak
Telaşı
Bir sınav ki başaracağıma dair sevincim
Kim bilir bilemem ama bildiğimi biliyorum da ikrara korkuyorum
Sorularım bir tek senin geçişin esnasında oluşmadı
Benim yaşama dair kararımla başladı her şey
Olan oldu ve ben seni yazarken kendimi yazdığımı fark ettim
Çünkü ben sen olmuştum mevsimlerden ayları,
aylardan günleri günlerden saatleri ayırıyordum
ve kendimden ayrılmaya ne cesaretim, ne takatim nede kararım vardır
Bir yoldur girmişim kendimden sahneleri zamana bölerek
Hızına yetişebildiğim duyguların tümünü yazarımda
Hızına yetişemediğim duyguları
hangi aşk tonunda yazacağıma kara veremedim
Ben hazırlık yapayımda belki yazanı çıkar
Bir şiirimde
Bir hikayemde
Bir romanımda
Efsaneleri yerli yerine koyarak
Kahramanları canlı figürler olarak kitaplarımın içinde tutarak
Adım atıyorum haberin olsun merhaba.