Dert olsan bin dermana değişmem bir özlü sözdür ama içinde ne aşkları barındırır, ne hasreti ve ne bağlılığı barındırır unutmamak lazım gelir
Üzerime yığılsa bin yılların sorunları ve dünya kendi yükü olan dağları yüreğime bindirse sana dokunulmasında ben razıyım denklemin geri kalan kısmına
Belki dert tercih edilmeyen bir acı türüdür ama bazen öyle hasretlikler çekilir ki insan hiç olmadık şeylere tevessül eder
Ve dertlerine ortak olur tercihen, yollarına stranlar söylenir, şiirler mısralardan çıkar ve sokaklarda dans ederek sana yol gösterir
Sizde oluşan herhangi bir hastalıkta siz kendinize derman ararsınız ve derman kullandığınızda derdiniz biter, lakin dermana yakınlığınız derdinizden yakın bir pozisyon kazanır
Hem sana hem de rehberime seni anlatan yüreğim uzaklaşmanı beklemez, en uzun mesafe kalbin atımlık mesafesinde, içinde hevesleri ve rüyaları olan bir atım
Belki dermanın sizi sıkıntıdan kurtaracağınızı düşünürsünüz ama dert sizi badirelerden kurtarma bilinci ve bilgisi, yetisi veriyorsa düşünülen şey sizi hareketliliğiniz olunca özlü söze ihtiyaç vardır
Siz hareketlenmek istemiş olsanız dahi; sizi harekete geçirecek motivasyon istek veya tepki fark etmez, kapınıza bağlı kullanıma hazır bir araç ile tam zamanı ve siz zamanın ustası gibi hislerinizden hareketle dert e bilinç ile sevgiye de karalılıkla cevap verirsiniz
Hele arada aşk var ise kişi aşkına bir şeylerden söz edip ona bağlılığının göstergesi olarak bu sözü, özdeyişi söylüyor ise buda karşıdakine bağlılığın düzeyini ortaya çıkarır
Senin sevgin beni uçurur ama bir başkasına katlanacağıma senin dertlerin bile olsa başkasını hasbihâlinden daha iyidir der bir kara vermiş olursunuz
Bir de yağmur damlası değdiyse şiirin gözüne sizi kendinize getirecek sakinin son demi tarzında son laflara geldiyse
Bam teli ses çıkarmaya hazır bir halde en yüksek tondan sesleniş sessiz çığlıklardan yükselir
Belki dönemsel olarak platonik ve gençlik hevesine söylenen sözdür de ama gençlerin durum ve ataklıkları düşünüldüğünde; sevdiği insan hastalıklı bile olsa diyor yeter ki yakınımda olsun ama derdini çekerim
Kendisiyle aynı soluğu solarım, yaşam enerjimin yarısını ona veririm, bulunduğu ilde bile olsan senin yumuşak nefes almana müsebbip
Çünkü taşkın selsin artık ve her bendi aşıyorsun, işine gelen gelmeyeni geride bırakıp ilerliyor ve yaşamdan ayıklamalar yapıyorsun
Gel gelelim insan dert çekmeye dünyaya gelmemiştir ve insanların seni kendine rakip olarak görmesi ise hiç düşünülmemiş bir yaklaşımdır
Kendini farklı hatta çok farklı gördüğü için kendince rahat davranmayı zararlı görmüyor ve ancak yenilgiyi tattıktan sonra dank sesi barı uyaranları devreye koyar
Üstünlük savaşları ve güçlülerin kendini marka yapmaya kalkışmaları insanların kendi aralarındaki sosyal ve insani yaklaşımı zayıflatmış ve bazı bölgelerde bitme noktasına getirmiştir.
Açlık hat safhada, ülkeler arası göçmenlerin seyredilen bir tablo görülmesi insanın yüreğini derinden cız ettiriyor
Aslında düşündüğünüzde siz derdi nasıl olurda dermana tercih ediyorsun diye soruyla yola çıktığınızda;
Önce siz cevap vereceğiniz bir görüntü ve o görüntüde sizin tatmin olmanız gerekmektedir, sonuç eğer başarılıysa
Sevgideki sınırsızlığa çıkar yolunuz, dalgalanmalarda kaybolur ve bir daha bulunmamayı tercih edersiniz
Siz sevginizi normal koşullarla sevmiyorsunuz ve doğaüstü güçlerin kullandığı ama insanların anlamadığı tonda, kanaldan sevgi dalganız gökyüzüne çıkmış ve özel frekanslarla algılanır düzeye erişmiştir
Behey savulun ortalıkta aşk kokusu var ve sahiplenen olmazsa totemleştirip yaşam hakkını güvenceye alıyorum
Bir ben miyim desem haksızlık olabilir ama arayışta denk gelebilirim aynı yolun yoldaşlarına, aynı kulvarın yarışçılarına
Dermanı tercih etmiş olsanız basit yolu seçmiş ve bu yoldan kendiniz eler duruma gelirdiniz, çünkü rehavet tembelliğe, tembellik paslanmaya, paslanma tükenişe götürür, tükenmiş insan zaten elenmiş durumda ve hiçbir ideali olmayan insan demektir
Peki, elenmiş bir insanın sonuç davranış veya pozisyonu nedir dersiniz? Yok, oluştan başka bir sonuç yoktur.
Direngen ruhların yaşamda efsaneleştiği tablolardaki gibi teslim olmaktansa ölmeyi tercih edersin ve dersin ki hesabı diğer dünyaya kalsın dersin ama dersin ki “zalimler için yaşasın cehennem”
Ve siz bedeninizi aşka yatırırsınız her türlü ameliyatlara hazır halde aşkın gövdenize akışını ve adrenaline dönüşüp feriştah olmasını bekler ve çabasını ortaya koyarsınız
Diğer dünyaya da terazisi hiç bozulmayan ve her hesabı iyi yapan Allahuteala’nın adaletine kendini teslim etmiş olursun
Siz üstünüze düşeni yapın gerisini yaşamdaki dönüşüme bırakın
Kendi ölüm sözümüz; aşka bağlı tercih edilen yolun asla bırakılmayacağına dair verilen sözdür
Gerisi teferruattır lafı sanki aşka verilen sözler için söylenmiş gibi bizde tekrar edelim
Bu söz içinde bedeli ne olursa olsun asla bırakılmayacağı bir yaklaşımdır.
Ve “aşk tanrı ve tanrıçaların işidir” içindeki efora, bağlılığa ve harcanan emeğe daha ne denebilir ki?