İnsanların tarihin ilk adımındaki beslenme ve güvenlik için verilen bedellerin deneyimsizlik ve frontal korteksin büyüme evresinde değiliz.
Şimdiki insanlar yeteri kadar mukayese yapacak büyüklükte bir beyne ve gören gözlere sahip ise yeteri kadar deneyimlere sahip (hazine tarzı) geçmiş birikimi olan bir süreçteyiz.
Lafı dolandırmadan söyleyeyim bu kadar! Keder ve gam yüklediğim yüreğimi kurtarmak için soruyorum! Sen hangi kafada yaşıyorsan bana da söyle bende o kanala geçeyim ki bari bundan böyle gam keder yüklenmeyeyim.
Spiker soruyor sen Cumhurbaşkanlık yarışında ikinci tura kalacak mısın ve HDP den oy isteyecek misin? Cevabın ise ben %30 alıp ikinci turda Erdoğanı yeneceğim. (kurumsal yapısı Cumhuriyetle yaşıt bir partinin desteğine rağmen ona yenildiğin bir gerçek) Oy istemeyi de Erdoğan 94 te genelevden oy istemeye gitti diyorsun.
Tekrar ediyorum (yarışta ikinci tura kalma söylemin bilinçli kamuflajın ve esas konumunu gizlemek için yaptığını söyleyeyim, “aslı astarı olmayan uydurma hipotezin.” Hipotez diyorum bu iyiliğimi de unutma. Bilimde hipotez dikkate alınıp üzerinde çalışma yapılır. Buna bile değmez bir söylem ama benim sana iyiliğim olsun.)
Tekrar ediyorum sen hangi kafa yaşıyorsan bana söyle bende o kanala geçeyim ki, bari bu yaşımdan sonra gam keder yüklenmeyeyim. 12 Eylülün insanlara yaşattığı süreçten sonraki Özal’ın çıkışının konjoktürel ortamı veya Erdoğanın birbirine düşen muhaliflerin çelişkisinden yararlanıp %30 luk oy ile Rahmetli Erbakan konumundan nemalanarak kendisini kurumsallaştırdığı süreç dağınıklığını yaşamıyoruz. Allah insana akıl fikir ve izan, vefa versin. Amin.
Oy isteme için örneğin ise Allah sana akıl fikir versin. Bir halkı ve bir halkın temsilciliğinden ötürü verilen bedeliyle temsil konumunu hak eden bir parti için verdiğin örneğe bakar mısın? Ama uyarayım insan yaşadığı çevreden örnekler vererek yaşamına rehberlin oluşturur dikkat et.
Seni Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterenlerin ( ellerim kırılsın, bende sana oy vermiştim) ikinci bir Ekmeleddin olayını bize yaşattılar ya onlara da aşk olsun. Kumaşın kalitesi ellediğinizde insanın kalitesi vefasında, vicdanında ve örnek aldığı olaylarda belli olur.(örneklerin belli)
Cumhur yarışında ben YSK’nin önünde yatarım deyip akşamdan kayboldun (nereye gittiğin hala muamma) belki de ben görevimi gördüm, Erdoğan’a kazandırdım deyip akşamdan yatmaya gittin ve yatağında mışıl mışıl uyudun. Daha sonra çıkıp adam kazandı dediğin bir insanın karşısına bir daha çıkıyorsun ve ben ona kaybettireceğim diyorsun. Halk dilinde bir söylem var “doğruyu söyle!” Ona kaybettirmek için mi yoksa önceki görevin gibi ona kazandırmak için mi bari bunu mertçe söyle ama yok öyle bir şey asla gerçekleşmez.
Gerçi sen çok biliyorsun ve her şeyi biliyorsun! Ama yine de söyleyeyim Cem Uzanın kısa sürede aldığı %6 nın üzerindeki oy oranını nasıl elde ettiğini iş dünyasındaki geçmişi, gücü ve ortalığa saçtığı paraların etkisine bakmanı tavsiye ederim. Sende bu iki özellik de yok.
Sen ve sen! Herkes para harcıyor (yine örnek aldıkların belli) bende %3 alıp Hazineden para alayım birazda ben para harcama neymiş göreyim söylemine fitsin (bir öğretmen, kıt kanaat geçinme ve bu kadar para! Seni yoldan çıkarmasın!) ama sen yüzde 3’ü bile bulamazsın. Kendi söylemin; partinin oy oranı yüzde 10 ama İncenin yüzde 16.
Anketler için hangi örgütlenmenin üniversite öğrencileri ve halk arasında, nasıl bilinçli yönlendirmeler yaptığını küçük çalışmalarımızda bile fark ettik ama sen o kadar öz güveni patlak birisin ki bunu bile göremeyecek kadar “farklı çevrede yaşıyorsun.”
Bu güne kadar binlerce yazım yayınlanmış hiçbir bir zaman kişileri karşıma alıp yazılar yazmadım, her zaman toplumsal değerler ile kültürün kıymetini, naçizane kendimce insanlığı, sosyaliteyi yazdım ama senin 94 te Erdoğan’ın oy istemeni örnek vermenden sonra yerini bildirmek istedim bilesin. Daha söylenecek çok şey var.
Allah insana akıl fikir izan ve vefa versin eğer var ise!