Sen olmadan başaramazdım kendimle bu kadar uğraş içerisinde arınıp sade duygularla yeniden emeğinle yaratılmış bir dünya ile bir duygu ile bir yaşam ile haşir neşirliğin tadında değişimi.
Görmek istediğim ile karşılaştığımda artık kanatlanırım, duygular beni uçurur ve bahara her mevsim endekslenir.
Yeniden tüm tohumları canlandırırım, her poleni doygun ve dolgun toprağın bağrına gönderirim seni kendime çözüm diye bellediğimden bu yana
Rehberliğinden nemalanır, kendimce bir rota çizdiğim yaşama dalarım.
Hiç duymadığım ezgileri ağaç yapraklarından dinlerim, ormanlık bana senfoni hizmeti görür ve kuşlar ağaçların arasından bana aydınlığın yolunu özgürlüğün yolunu işaret eder.
Bir çeper yaratmadan, ölüm kalım savaşı vermeden, kökünden sistemleri değiştirmeden isteğe bağlı seninle kabulleniş temelinde barışa evrilen hayata senin adını verdim.
Her seferinde görmek istediğim ile karşılaşırsam ‘daha fazla nasıl baştan çıkıyorum’u kendimle; tartışırım dalgaların şahlanışını sinemde sakin bir şekilde ‘nasıl eritirim’i işliyorum.
Ben kendimi her davranışımda seni nasıl daha fazla anlarımı devreye koymaya çalışırım, seni anlarken kendimi sık sık elekten geçiririm ki kendimi daha fazla anladığımı fark ederim.
Benim gündemim gördüğümün ne olduğunu bilmek ve gördüğümün ne olduğuna karar vermek, varsın kimse gündemimle ilgilenmesin ama ben gördüğümün ne olduğunu bilirim, yüreğimi oynatıp oynatmadığına bakarım
Yeni bir kelimede yeni bir şey üretiliyor ise ve içinde sevgimi akıtıyor ise bilirim işler yolunda ve bir emek vardır.
Bende tutkuya dönüşen duyguyu gördüğümde başlangıç mı yoksa akıntıya kokum yeter mi diye kestiririm.
Varsa yetersizliklerim kendi hanemden çıkmasın ki kendimi senin istediğin ölçülere yetiştirebileyim, her başarıya önce senin ismini veririm sonra kendimden ne kadarını kattığıma bakar öyle yaşama tutunurum
Kokumun yetmediği vakaları gördüğümde anlarım ve sürüklenirim artık bir aşk acısı kaplar içimi yeni acılarla tanışma evrelerin hiç birinde seni bulundurmama ki sen yaşama ve dünyaya tatlı şeyleri bırakıp insanların acıları unutmasını sağlarsın.
Artık dalgalanmalardan geçiyoruz ve inişleri olmayan yükselişlerden geçiyoruz, Karacadağ kraterinden daha etkili nefesinle lav gönderirim hücrelerime.
Son yapılmamış bir şey var ise onları oluş sahnesine koyar sana ulaşmak için yola devam ederim, seni savuşan duygularım olursa; tekrar elemelerde kendimi mutlaka ele veririm
Çünkü ben seni gördüğümde yüreğim titrer ve kendimi ele verme sahnesinde gören herkes benim seni gördüğümü anlar.