Erenler sofrasında beraberdik dileklerimizi gerçekleştirmek için soruyorduk
Lahza idi anlamak için sorduklarımızdan hiçbir art niyet çıkarılmamalıydı
İlginç anları yaşıyorduk dışarıda zaman akıyordu önce şüpheler arttı sonra bakışlar değişti
Filozofları bile sıkıntıya sokan niyet okumayla sonuçlanan beklentilere gelince sıra her şey karıştı
Eninde sonunda olması gereken akıcılığın hangi perdesini atlatmıştık bilinmez
Lakin oturması gereken hiçbir mihenk taşı yerli yerine oturmuyor
İstemediğimiz değişimlerin korsanvari değişimini ise oturmayan mihenk taşlarına bağladık
Fasılada sıra kendimizi elekten geçirmeye gelince kendimiz yollara vurduk
Ellerimizdeki eleştirilerimizi sıralamaya başlamıştık en acımasız halini kendimize sakladık
Lailac sevdaları görünce kendimize hak gördüğümüzü önce karşıya bağışladık
İncitici de olsa karşıdan alınacak hakları önce kendimizden aldık ki yaşamın dengesi kurulu kalsın
Farkında davranıp katmanlar arası gelgitleri yaşamadan zamanın tümünü yaşama ayırabilelim istedik
Ellerimizle şekillendirdiğimiz yaşamda gerçek miydik veya mazi miyiz akıntıya müdahil olamıyoruz
Legal düşüncelerimizle olabildiğimiz kadarın dahası var mıydı yoksa sınırımız bu kadar mıdır?
İsteğimiz olan entelektüel beklentilerimizin emeğine kendimizi ne kadar kattık ki
Fabl değildi, yaşam daha renkli veya daha gökkuşağımsı bir hal aldığında dönüp bize göz kıpmasını bekleyelim.