Peki, biz bu dünyadan farklı bir yerde mi yaşıyoruz? Hayır, biz yaptıklarımıza sırtımız döndüğümüz an başka şeyleri de aynı kafayla yapmaya başlarız ki oda geleceğe dair sıkıntılara yol açacağı muhakkak
Elimize alıp rahatça yaşayacağımız bir hikâyeyi de kaybetmiş oluruz
Herkes kendine sorsun biz geride ne bıraktık ve bu sorunun cevabını kendine samimi sorunun ardından samimi cevap versin
Verdiği cevapta kendi yüzünde işlenecek tarzda kaygılansın ve herkesin göreceğini hesaba katarak yaşamaya devam etsin
Sen nereye o da oraya ve bir parçanmış, gölgenmiş gibi ne ayıbın varsa ne iyiliğin varsa her zaman görünüyormuşçasına
Artık geriye kalan bizim sicil defterimiz ve bizim o geriye bıraktığımızın tarihini, şeklini ve etkilerini değiştirmemiz mümkün olmayan bir yazıt
Geriye kalan bizim yüz karamız, bizim yüz akımız ve biz onların her halinden sorumluyuz, biz onların her ceremesini de çekmeye hazır olmalıyız
Kendi elimizle yaptığımız bir resim
Son yirmi dördüncü saati ve haftanın yedinci gününü kullandık geriye hiçbir şey bırakmadık ki sığınabileceğimiz bir korunağımız olsun,
Zamanı geri de çeviremeyiz ki bir imkân daha, bir umut daha bizi yeni arayışlara sürüklesin diye nasıl olsa bir seçenek daha vardırın arkasına da saklanamayız
Açgözlülük bize neleri yaşattı diye de zabıt tutmadık ama bir başımıza ve yapayalnız kaldığımıza göre bütün kredileri kullanmışa benziyoruz
Bütün kelimeleri kullanmışız, bütün göz ışıltılarını, gözlerde saklı bütün yıldızları ve ölü balık göz hâsıl
Tarihi eserlerde ve yerin kaç katman derinliğinde ve kaç binyıl kendini saklamasını beceren tabletlerin tüm varlıklarını kullanıldıysak
Arık herkesin başının çaresine bakma talimatı veya yakarışı da işe yarayacağa benzemiyor çünkü geride bir şey bırakmadık ki herhangi bir yorum kalsın
Savaşa çok fazla yorum gerektirmez ve edebiyat da üretmez, sertliğe de herhangi sevgi nağmesi veya sözü de yazılmaz
Savaşın ve ezanında yazımı olur ama geliştirici değil resm edici bir yaklaşım olur ki acılar nasıl yaşanmış, vahametin boyutu kimlerin ellerinden seviyesi bu kadar yükseltilmiş
Karşımıza çıkan her kişi ve insan bize gereğinden fazla değer verdiği için onları çok rahat kullanabildik, herkes hak ettiği değeri alsaydı asla bu sonuç olmazdı ve yaşamın rengi başka olabilirdi.
Geride içler acısı bir iç çekiş ve gözlerdeki kaybolan umut ışıltılarını. (SON)