Kimin elinden ne geliyorsa; onu ortalığa serilmesi gereken kilimler misali
Duygularımızı yer yüzeyine serip üzerinde belirmeye başlıyorduk
Birleşen duygular yer yüzeyinde yeni bir ekoloji yeni bir doku
Batışına dayanılmayan güneşin alaca kızıllığı, tende yanmaya başlandığımın anın gongu
Herkesin telaşla sırasını beklediği değirmene un taşıma heyecanı
Geç kalınması halinde açlık başlayacaktı ve hassasiyetimiz had safhada
Hikayenin devamı için gerekli olan bizler önümüze düşen cisimleri yorumluyorduk
Kimimiz ise dil ara olup gönülleri süslemeye devam ettik
Karşılaşmak başlı başına bir konuydu ve konuya konu olmaya başladık
Harmanlanması gerekenlerin harmanlanması Heybete bırakıldı
Süslenmesi dil ara nın hünerli ellerinde yeni bir bilince dönüşürken
Emeğimi şiire dökmek ise tuvali hünerli ellere hazırlamaktı
Bir araya gelişi yeni bir romanı okuyup bitirmekten söz eden dil ara
Yeni bir romanın yazılışına, yeni bir şiirin üretilişine konu olduğundan haberi bile yoktu
Belki saçılan ışığın farkındaydı ama saçılacak nice ışıkların yanması gerekiyordu
An yeniden yaratılış anı gelip çatınca hayatın kendisi gün yüzüne çıkıyordu oda “gerçeklik” ayrılış anı.