Klasik bir yaşam yaklaşımı bin yılların eseri olarak bizleri kendi cenderesinde harmanlamaya başlayalı bizler de var olanın peşine takılmışız
Bu takılış sırf peşinden sürüklenmek midir yoksa değiştirmek midir yüzde yüz bilinmez ama ikili arasındaki ilişkiye baktığımızda insanların doğaya müdahaleleri çok olduğu aşikar
Doğa bizi kendi döngüsünde ilerletirken bizde ilerlerken; nasıl ilerlenire müdahale etmişiz bu öyle bir boyuta gelmiş ki teknolojinin yardımıyla dünyayı bu halinden yok oluşa bile götürebilecek kadar güç birikimine getirmiştir
Doğanın kendisi bir şey önerir, biz bakarız eğer gücümüz yeter ise biz kendi tarzımız dayatırız ve eğer yapılacak bir şey yok ise bizden çok güçlü ise biz peşine takılırız
İnsanlık yirmi, yirmi beş kişilik topluluklardan(klanlardan) büyük toplumlara yani halklara geçti ve insan ömrü uzadı bu uzayış ve büyüme büyük kültür birikimini de ( dünya ve doğaya müdahale dahil olmak üzere) beraberinde getirdi
Artık her konuda insanoğlunun kendine göre düşüncesi ve her konuda müdahalesi vardır ki dünya üzerinde yeni geliştirilmiş şeyleri deniyoruz (aslında güç gösterisidir)
Gelin bu gün ne olur ise olsun klasik bir yöntem deneyelim ve büyüğü küçüğün eline teslim edelim hep ayı armudu alır ve mutluluğuna bakar bu gün ayıyı armuda verelim ve tersinden yaşanılacaka yaklaşıp olanları farklı bir gözle seyredelim
Belki bizim kaybettiğimiz değerlerin neler olduğunu düşünüp kaybettiklerimizle ilgili farkındalık sahnesinde emeğimizin eksikliğini fark eder isek başka tavırlarda geliştirebiliriz
Bu gün karı dağlara teslim edelim ve dağ nasıl ister ise kendince karı kullansın, suyu vadilere bırakalım ki kendisi nasıl kullanacak ise öyle kullansın, denizlerin yerini değiştirsin
Bizle sadece geçişlerin güvenliğini kendimize hayati bir konu görüp geçişleri seyredelim bu geçişlerde karın, suyun, ormanların ve içindeki doğal yaşamın dünyamızı terk etmesine müsaade etmeyelim,
Bu gün sayfanın vicdanına kalemi teslim edelim, sayfa kendi karnına ne yazmak ister ise onu yazsın ama kalıcı bir talep istemekte bizim hakkımız olsun, derin izlerle doğanın karnına çizikler olsun bin yıl sonra bile okunabilsin
İnsanlık hep sıfırdan başlamasın ki döngüyü sıfırdan biraz rahatlığı olan koşullara getirmek çok yorucu olur
Hep büyüklerin küçüklere, güçlünün güzsüzlere üstünlüğüne şahit olmuşuz veya bizlerde feda etme noktasında, bizlerde var olanın peşine takılıp zayıfları güçlülere feda ederiz
Oysa söylenen ve geliştirilen küçükleri dikkate aldığımız oranda insanlık seviyemiz ayaklar altında ve hiç kimse bu düşüşten kendini sorumlu tutmuyor
Bu gün farklı çok farklı bir şey yapalım ve bakışlarımızın tümünü değiştirelim ki insanlar bizim gerçektende birden değişik bir alternatif önerdiğimizi bilsin
Ama lütfen samimi olsun, candan olsun, jest ve mimiklerimiz bizim yalan söylediğimizi, kandırmaya çalıştığımız söylemesin ki kaybolan samimi duygular geri gelebilsin. (Devam Edecek)