Zıtlıklar Dünyasında Eş Olmak

Aile kurmak, eş olmak, anne veya baba olmak insana çeşitli haklar verdiği gibi çeşitli görevlerde yüklemektedir.

Aile kurmak, eş olmak, anne veya baba olmak insana çeşitli haklar verdiği gibi çeşitli görevlerde yüklemektedir. Sadece sosyal bir sorumluluk olarak değil dini vecibeler kapsamında da durum böyledir. Çünkü müslüman bir kimsenin tek bir amacı vardır. Allah'ın rızasına uygun bir hayat yaşamak… Dolayısıyla eşinden beklentisi de bu hayatta maksadına uygun destekçi bulmak ve yine ilahi rızaya eriştirecek nesiller yetiştirmektir.

Bu hususta bir müslümanın ailesine yapacağı en güzel dua yine Kur'an-ı Kerim'de Furkan suresi 74. Ayette ifade buyrulmuştur: "Ey Rabbimiz bize göz aydınlığı olacak eşler ve çocuklar bağışla, bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle."

Hucurat 13. Ayette “Ey insanlar doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.” Rum 21. Ayette “Kendileriyle huzur bulasınız diye size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet var etmesi onun varlığının delillerindendir.” Her iki ayette ifade edildiği üzere insan yaratılışı itibariyle eşe ihtiyaç duyar. Hayat arkadaşlığı dediğimiz evlilik sayesinde kurulan aileler hayatın sayısız zorluklarını birbirine maddi manevi destek vererek yardım ederek daha kolay aşabilir.

Kâinatta herşey zıttıyla kaimdir. İlginçtir ki kadın ve erkek de kâinattaki bu zıtlığın bir parçası olarak birbirini tamamlar niteliktedir. Çünkü zıtlıklar aynı zamanda denge demektir. Tasavvufta âlem, Yüce Allah’ın Celal ve Cemal sıfatlarının, esmalarının tecellisi olarak tarif edilir. Rabbimiz “Câmi-ül Ezdâd” yani zıt sıfatların toplayıcısıdır.

İnsan beyni, zıttı olmayan şeyi kavrayamamaktadır. Kısayı görmeden uzunu anlayamaz, çirkini görmeden güzeli kavrayamaz. Kendini anlayabilmesi için bile karşı cinsini tanımasına ihtiyacı vardır.

Kadın ve erkek dünyasının özellikleri konusunda John Gray "Erkekler Mars'tan, Kadınlar Venüs'ten" kitabında şunları söyler: Kadın ve erkek birbirinin zıttı ve rakibi değil birbirlerini tamamlayıcı varlıklardır. Fizyolojik ve psikolojik farkları vardır. Erkekler kadınlara göre daha güçlü, kemik kütleleri fazladır. Kadınlar sağ ve sol beyinlerini daha kombine kullanabilir ve erkeklerden daha kompleks düşünebilirler.

Erkekler agresif, saldırgan, kavgacı iken kadınlar sessiz, sakin, şiddetten uzaktır.

Erkekler soğukkanlı, kadınlar sezgisel, aceleci ve paniktir.

Erkekler somut düşünüp sonuca odaklanır, kadınlar sorunlara duygusal boyutta yaklaşır.

Erkekler cesur, başarıya ve güce odaklı, kadınlar iletişim, anlama, anlaşılma gibi duygusal yönlerle incelik ve cazibeye yönelir.

Erkekler sadece probleme odaklı, kadınlar konuyla ilgili veya ilgisiz farklı noktalara geniş bir bakış açısıyla bakar.

Kadınlarda duygusal içerikli anıların hatırlanma özelliği daha fazladır. Erkek hafızası olayları bütün olarak hatırlayamaz. Parçacı olarak düşünür.

Bu özellikler her ne kadar kadın ve erkeğin tabiatında bulunuyor olsa da tamamen genelleme yapmak gerçekçi olmaz. Çünkü her insan bir dünyadır hangi kişilik özelliğinde hangi cinsten olursa olsun farklıdır.

Kadın ve erkek yarışacak iki cins değil, eşit değil, iki çeşittir. Hadis-i Şerif’te buyrulduğu üzere “Kadınlar, erkeklerin yarısıdır.” (Ebu Davud, Taharet 94) Ortadan ikiye bölünen bir bütünün parçası manasındadır. Yani, bir bütünü meydana getiren iki parçadan her biri, kadın ve erkek diğerinin “yarısıdır”.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri