Yazıyı Onur Aydın’ın sayfasından aldım. Met denilen zehir hergün yüzlerce gencin hayatını karartıyor. Ülkeyi bekleyen en ciddi tehlike. Çok geç olmadan diyeceğim ama çok geç olmuş.
Henüz 25 inde var, yok.
Görsen on numara delikanlı, Pırlanta gibi bir çocuk.
Elleri cebinde uzun süre bekledikten sonra sırt üstü kafasının üzerine düştü.
Yanına gidip bişeyin varmı dedim ama artık bişeyi değil, hiç bir şeyi yoktu!..
Kendisi de,
Ruhu da,
Varlığı da.
Herşeyi ile düşmüştü.
O düşmüştü bir kere.
Düşürmüşlerdi şerefsizler;
Pırlanta gibi çocuğu uyuşturucu tuzağına!
Ambulans çağırdım.
Çağırdığım ambulanstaki görevliler baktılar.
Ama çocuk düşmüştü bir kere,
Nabzına baktılar...
Sonra birbirlerinin yüzlerine.
Polis çağırdılar.
A4 kağıdına tutanak tutuldu, gencecik bir ömre EX diye yazıldı!
Bir el atın da,
Cenaze aracına koyalım dediler.
El attık.
Telefonu çaldı.
Polis çıkardı cebinden.
"Baban çok kızacak" diye bir mesaj atılmıştı.
Ama o düşmüştü bir kere
Mesaja cevap verilmeyince telefon ısrarla çaldı.
Arayan Annesiydi.
Ve polis cevap verdi.
Oğlunuz "DÜŞMÜŞ".
Taksici arkadaşlar haber verdi.
"Hastaneye gidiyoruz, acilen gelmeniz gerek."
Babası artık kızamayacak.
Annesi hep merakta kalacak.
Kendisi ise hep 25 yaşında!..
Sentetik tuzağı, met tuzağı avına bir can daha düşürdü.
Elleri cebindeydi.
Sırt üstü "DÜŞÜRDÜ!..
Düşmeyin, düşürmeyin, düşenlerden olmayın!