Yarış (1)

Bir yarıştır kendimiz içinde bulduğumuz, bu yarış bizim irademizle başlamadı ki bizim irademizle son bulsun

Bir yarıştır kendimiz içinde bulduğumuz, bu yarış bizim irademizle başlamadı ki bizim irademizle son bulsun

Nasıl olduğumuz ile ilgili değişik kabullenişler vardır ve bu kabullenişlerde oluşan canlının günümüze yolculuğu çetin ve zorlu geçmiştir

İnsanoğlu yürüyüşü birlikte gelişmeye evrilse de ileride farklı sorunlar çıkacaktı, yürüyüş ama hep yürüyüş yetmedi insanoğluna

Yürüyüşümüz yetmeyince kazanmak için, koşar adım olduk, koşar adımda çelme takmalar sıradan bir iş oldu ve yetenek sayıldı

Belki kurnazlığın ilk evresi ve evrimleşerek gelişecekti, kurnazlıklar insanların birbirlerine ve doğaya karşı işlenişinde korkunç çatışmalara sebep olacaktı ve oldu da

Çelme atmak; ahlak dışı sayılınca ve yasak olunca koşar adımda ayaklara basıldı, buda kazanmak için her türlü yolu mubah saydı

Artık ahlaksızlık sıradanlaşıyordu bu da güçlülerin ellerinde meşrulaştırılıyordu

azanmak için her yol mubah değildir, siz ahlakın dışına çıkamazsınız, siz ahlakın dışına çıkarsanız yarın sizden daha güçlü bine karşı mağdur olursunuz

Yani kendi kendinize hitap eden yasalarda meşrulaştırmayı sağlasanız da toplumun vicdanında meşru sayılmayacaktır.

Şartlar ne olursa olsun insanlık kazanmalı aksi insanlık bugüne değin kazandığı artıların tümünü kaybeder

Bunca emek ile biriktirilmiş olan toplumsal değerler gelenek ve görenekler kariyer veya güç hırsına kurban edilerek köksüz toplum yaratılmış olur

Yarış bir depreme karşı tedbirlerin alınmasında yerleşkeleri daha güvenli yere taşıyıp eskisi gibi dağlardan, doğadan beslenme yöntemlerini öğretmek olsun

Toplum teknik şartlarda biraz geri durabilir ama insani sosyal yönden tam insan olarak yaşamaya devam eder

Anlatımlar, vizyon ortalığa dökmelerle insanın değer yargılarına katkı sunulsun evet, peki insanların açlıktan sokaklarda dilendiği seyirciliğe ne demeli

Açlık varsa bir yerlerde aksayan bir yaklaşım ve karanlıkta bırakılan; görülmesi istenmeyen bir köhnemişlik veya hinlik vardır

Dilenciliğinin iş görülmesine de sıcak bakılmamalı ve dilencilerde olduğu uçuk mal varlığında söyleyeceğimiz bir şeyler olmalı ve kime neyi anlatabiliriz ki

Yani toplumun ileri gelenleri bir yerde bir aksaklık varsa suçu kendilerinde ararlarsa sorunlara çare bulmak kolay ve samimi olur

Şehirlerin yıkılışlarında seyirci kalındığında insanlığa ne anlatabilir insan, oysa inşa etmek için bir ağaç hatta bir çiçek ekilmesi bile kişi saf değiştirebilir

Yüreği daha yumuşayabilir, bir aynaya baktığında içine sinerek aynaya ben bir insanım deyip insanların arasında gönlü raht bir şekilde konuşabilir

İnsanlığın yürüyüşe geçtiği döngünün başındaki adımlar doğayı korumanın yanı sıra insanların doğanın eliyle korunmasına zemin hazırlıyorlardı

Bireylerin sosyallikten kurtulup egoist bireylere dönüşünce; yıkımların fitili çekilmiş oldu

Başlangıçtaki yangınlar, seller belki güç yetmezliğinden zarar vermişlerse bile insanlar bu gün yaptıkları gibi doğayı katledip lükslüklerine kurban etmemişler

İhtiyaç kadarına karar verip karşılıyorlardı veya ihtiyaçlarını karşılamak için gereklilikleri elde ediyorlardı

Tarih bilincini kurcaladığınızda bu kadar kesim ayrıştırması yapılıp insanların zenginlik yarışına sokulduğu hiçbir dönem görülmemiştir, bu zenginlik yarışında üstün gelmek için her türlü yol mubah görülmemiştir

Tarihin döngüsündeki adımlar ilkel görülebilir ama erdem ve irade konusunda kimsenin laf söyleyeceği yoktur sanırsam

Keşke şöyle bir şey olsaydı çocukların oynadığı oyunlardaki temel felsefe kahır yok, kibir yok, kin yok ve yarışı büyüklerin mantığıyla götürebilseydi insanlar

Yarışalım ama yarış sonrası yine birbirimizle oynamaya ve yaşamaya devam edelim diyebilseydi

Teknoloji gelişti insanların ali hizmetlerine, devlete yeni bir görev verildi toplumların ali menfaatlerine endekslense ne kadar güzel olurdu

Bütün imkanlar insanların refahı için kullanılma mantığı ana eksen olurdu, bireylere göre zorbaya göre karar açıklamaları olmazdı

Bilim kendini toplumun doğasına endeksleyerek tek taraflı araştırma yapmaz ve açıklaması kızdıracağı yetkilileri dikkate almazdı ama işin ucu biraz sıkıntılı ve taraflı açıklamalar daha sonra ifşa edildiğinde bu kurumlara itibara gölge düşürüyor

İnsanların imkansızlığına imkan eklemekten uzaklaşıp imkanlarını alıp onları imkansızlıklara sürükler. Devam edecek

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri